Depremin ilk anlarında neler yaşandı? Bakan Soylu'dan açıklamalar

İçişleri Bakanı Soylu, katıldığı bir televizyon programında deprem bölgesinde yürütülen çalışmalar ve deprem ile ilgili alınacak önlemlere dair soruları yanıtladı.

Depremin ilk anlarında neler yaşandı? Bakan Soylu'dan açıklamalar
Yayınlanma:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon programında deprem bölgesinde yürütülen çalışmalar ve deprem ile ilgili alınacak önlemlere dair soruları yanıtladı.

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremin hemen ardından yaşananlara dair bilgiler paylaşan İçişleri Bakanı Soylu, “Son yıllarda birçok afetle karşı karşıya kaldık. Sabah 04.19 veya 20’ydi; AFAD Başkanı aradı ve Kahramanmaraş-Osmaniye hattında bir deprem olduğunu söyledi. Tabi 7 üzerinde bir deprem olduğu bilgisi gelince elbette ki bu benim açımdan da ülkemiz açısından da ciddi bir sonuca yol açacağı hissi kapladı. Ben alanın bu kadar yaygın olabileceğini düşünmedim. Sonra da Cumhurbaşkanımızı aradım, bilgi verdim. Genel tabloyu alınca epey bir yaygın hale dönüyor. Hemen ilgili arkadaşların AFAD’da toplanması gerektiğini söyledim. Fuat bey aradı, diğer bakan arkadaşlarımızla hep birlikte AFAD’a geçtik. Hattı görünce ilk bilgilerden sonra yaptığımız ilk iş 4. seviye uluslararası seviyeyi çıkarttık. Bakan arkadaşlarımızla il dağılımı yaptık ve meseleye müdahale etme hususunda hepimiz yola çıktık. Kahramanmaraş’a inmeye çalıştık kapalıydı sonra Gaziantep'e indik ve oradan dağıldık” dedi.

Depremin ardından ortaya çıkan tablo karşısındaki hissettiklerine ilişkin sorulan soru üzerine Bakan Soylu, “İnsanlarımız hayatını kaybettiler. Bir taraftan medeniyetimizin en önemli sütunları devrildi ve yerle yeksan oldu. Deprem olarak değerlendirmek örtüşmüyor benim zihnimde. Hatay ters dönmüş. Özellikle Hatay'ın içerisinde gezerken binaların birbirine girdiğini, depremi yaşayanlar da öyle anlatıyorlar. Çok ciddi bir tahribat yaptığını ve o duygu farklı bir şey. Memleketiniz, ülkeniz. Savaş tablosundan çok daha farklı bir tabloyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Yani uykusuz, bir kişiye daha ulaşmanın, büyük bir mücadele yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Bizim neslimiz bunu gördü, bundan sonraki nesiller görmesin. Burada bir devletin milletiyle bir bütünlük içinde olduğunu gördük. Depremin o günkü şartlarında yollar kapalı, havalimanları kapalı, telefonlar, elektrik, su hiçbir şey söz konusu değil. Arama kurtarmaya odaklandık. 26 bin enkaz ve yıkılmış bina ve bunun her birinde aynı anda arama kurtarma çalışması yapılması lazım.

Kahramanmaraş'a neden inemedik diye hayıflandık tabi. İnsanlar yardım talebinde bulunuyorlardı ve “Biz size yetişeceğiz” dedik. Özellikle AFAD bu senaryoları defalarca yaptı. Madenlerden, hastanelere, okullara kadar birçok tatbikat yapıldı. Geçen yıl milyonlarca insana afetle ilgili eğitimler verildi. Türkiye'deki toplanma alanlarını 30 bine çıkarmak için çalıştık. Her ilin risk azaltma planları yapıldı. Buraya herkes hareketlendi, kimisi 7-8-9 saatte gelebildi. 10 ilden birinde veya ikisinde olabilseydi diğer illerden takviye gelecekti. Karadeniz'den Batı'ya kadar herkes hareketlendi. 2-3 yıldır arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili sürekli eleman yetiştiriyoruz. Türkiye'nin orta ve ağır sınıf arama kurtarma çalışmaları yükseltildi. Devlet, bütün gücüyle sahanın her noktasına bir şekilde ulaştı. Böyle bir afette tabii ki yayılmak ve ulaşmak da belli bir zaman dilimi istiyor. Böyle bir deprem hangi ülkede olursa olsun kimsenin altında kalkabileceğini düşünmüyoruz. İdlib'de 2500, Afrin'de 700-800 kişinin ölümüne sebep oldu. Bu çerçeve içerisinde eğer Türkiye uzun zamandır böyle hazırlıkları yapmasaydı büyük bir kaos içinde kalırdı. 17. günde geldiğimiz nokta; sadece Hatay'da 2 bina var, altında cenaze olduğunu düşündüğümüz, diğer tarafların tamamında arama kurtarma çalışmaları sona erdi. Yaklaşık 313 bin çadır kuruldu, konteynerlar kurulmaya başlandı. Bütün hastaneler işlevselliğini devam ettiriyor. Kamunun bütün gücü sahada çalışmalarına devam ediyor. Gidilemeyen köylerin tamamına sortieler yapıldı. Her tarafa, herkes ve her şeyle ulaşıldı” diye konuştu.

Soylu, “Kaç müteahhit hakkında yakalama kararı vardı, kaçı yakalandı, kaçı aranıyor?” sorusuna, şu yanıtı verdi:

“İlk dakikadan itibaren devletin bütün birimleri bu konuda teyakkuza geçmiştir. Duyduğumuz, bildiğimiz, gördüğümüz ve tespit ettiğimiz her isme yurt dışı çıkış yasağı koyduk. Bir taraftan arama kurtarma yaptık, bir taraftan telefonla böyle bir şey söz konusuymuş dedik ve müdahaleyi hemen yaptık. Bütün arkadaşlarımız teyakkuz halinde oldu. Bu işin kim olursa olsun, ne olursa olsun sonuna kadar gidilecek. Hiçbir şey insan canından kıymetli değildir. Bunun bedeli, her ne ise haksızsa haksız, suçluysa suçlu bir vesileyle ödettirilecektir. Şu ana kadar 564 şüpheli tespit edildi ve 160'ı tutuklandı, 175'i adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, hala 18 kişi gözaltında. Diğerlerini ise arama çalışmaları devam ediyor.”

Depremzedeler için başlatılan Evim Yuvan Olsun kampanyasına 2 eviyle destek olduğu anımsatılan Soylu, isteyenlerin, evlerini depremzedelerin kullanımına ücretsiz sunabileceğini veya indirimli kiraya verebileceğini söyledi.

Soylu, depremin ardından kira ve nakliyedeki fahiş fiyatlara yönelik sıkı denetimler olacağının altını çizerek, bu tip durumlarla karşılaşanların valilik, kaymakamlık ve afet koordinasyon birimleri aracılığıyla da şikayette bulunabileceklerini ifade etti.

Görsel Kaynak: AA

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.