Konya Haber: #Yeşilçam ’ın Tarihi Mekanlarında Zaman Yolculuğu #OzelHaber

Yeşilçam  dizi ve  filmlerinin çekilmiş olduğu mekanları tekrar gün yüzüne çıkarmaya nasıl karar verdiniz?

 Aslında biraz tesadüfi oldu. Temeller 2009 yılına dayanıyor. Bir akşam işyerinden bir arkadaşım beni eve bırakırken Kozyatağı tarafında yanlış bir sokağa girdi ve bana o sokakta çekilen “Bizimkiler” dizisinin çekildiği apartmanı gösterdi. Birkaç saniye de görsem de apartman beni çok etkilemişti. Bir anda bütün çocukluğum, geçmiş yıllar gözümün önünde canlandı. Dizinin bütün bölümleri zihnimde oluştu. Sabri Bey’in balkonu aynı duruyordu. Apartmanın girişi vs. Birkaç saniyeliğine zamanda yolculuk yapmış gibi oldum. Daha sonra orayı ziyaret ettim. Ve ondan sonra merak başladı. Acaba diğer mekanlar duruyor muydu? Ve gezmeye başladım böylece.

Tarihi mekanlara nasıl ulaşıyorsunuz?

 Sinema, aslında mekandır. İç mekanlar ve dış mekanlar. Yeşilçam döneminde maddi yetersizlikler, imkansızlar olduğu için plato kurma gibi bir durum yoktu. Şehrin tamamı açık hava platosu gibiydi. Yani o dönem filmlerinde arka planda hep İstanbul vardır… Şehir vardır. İstanbul, aslında filmin bir oyuncusu, bir kahramanıdır. Peki yerleri nasıl buluyorum? Bu biraz da yaşadığınız şehri tanımakla ilgili. Ben biraz iyi tanıyorum. Mimari benim için çok önemli. Kentli olabilmeniz için kenti iyi tanımalı, iyi yaşamalısınız. Bazen bir cami, bir okul, bazen bir ağaç bile bana yol gösterici olabiliyor bu mekanları bulmamda. Filmi izlerken gördüğüm bir yeri çoğunlukla tanırım. Bir semte benzetirim ve daha sonra o semti araştırmak kalır. Bu da bu hobinin zevkli tarafı zaten. Ayrıca ben artık pek normal bir şekilde film izleyemiyorum. Gözüm hep arka plandadır. Önde film sahnesi oynanırken ben arka planda tanıdık bir mekan ararım hep.  

Bir ekiple mi çalışıyorsunuz yoksa tek başınıza mı böyle bir iş yapıyorsunuz?

Bu bir hobi olduğu için ekiple çalışmıyorum. Bu hobiden maddi bir kazancım da yok. İş değil kısaca. Boş zamanımda evde oturmamak için ortaya çıkarttığım bir aktivite. Belki bir proje? Tek başımayım. Tek başıma keyif alıyorum ama bazen mahallesinde ya da sokağında film çekilmiş arkadaşlar bana mesaj atıyor. Bu da mutlu ediyor beni.

Tarihi bir film ve dizilerin çekilmiş olduğu mekana ulaştığınız zaman ne hissediyorsunuz?

O keyif anlatılamaz. Gerçekten çok özel ve güzel duygular yaşıyorum. Önce bir havayı soluyorum, o ana, o sahnelere bir tür yolculuk yapıyorum. Sanki kendimi filmin o sahnesindeymiş gibi hissediyorum. Bu çok keyif verici. Etraftaki her şey farklı bir anlam kazanıyor çünkü onlar, o zamanlara, o kişilere, o sahnelere şahit olmuşlar. Kısaca ben de ufak çaplı bir zaman yolculuğuna çıkmış gibi oluyorum. 

Sosyal medyada baya aktifisiniz insanlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Gerçekten çok olumlu tepkiler alıyorum. Ünlü ünsüz fark etmez, her kesimden inanılmaz güzel mesajlar aldım. Bu da aslında bu hobiyi devam ettirmemi sağlayan etkenlerden biridir. Bir süre sonra sıkılır bırakırım diye düşünüyordum ama daha çok bağlandım. İleride ne olur bilemem. Destekleyen, takip eden herkese teşekkürü borç bilirim.

Sizin gibi bu işi Türkiye’de yapan başka insanlar var mı?

Evet, benden sonra başka arkadaşlar da yapmaya başladı. Bir farkındalık yarattım ve bu hoşuma gidiyor. Yeşilçam’a ve Türk Sineması’na farklı bakan, ayrıntılar yakalayan insanlar çoğaldı. Güzel bir şey. Ben gayet memnunum.

Keşfettiniz mekanlara örnek verebilir misiniz?

 Bu soruya yüzlerce diye cevap verebilirim. Köyden İndim Şehire’den Gurbet Kuşları’na, Muhsin Bey’den Şark Bülbülü’ne, Hababam Sınıfı’ndan Davaro’ya… Sayısız. Instagram ve Twitter hesabımda çoğu mevcuttur. 

En çok hangi mekanı tekrar gördüğünüz zaman mutlu oldunuz?

Bu soruya tek bir yerle cevap vermem bir haksızlık olur aslında. Davaro ve Salako’nun çekildiği Çatalca’daki mağaralar beni çok mutlu etmişti. Bizim Aile, Aile Şerefi, Baba Bizi Eversene ve daha sayısız filme ev sahipliği yapan mekan beni çok mutlu etti. Neşeli Günler’de “limon-sirke” kavgasının yaşandığı turşucu çok duygulandırdı. Şabanoğlu Şaban, Süt Kardeşler, Tosun Paşa ve onlarca film çekilen Yeşilköy’deki köşk, Vecihi’nin uçakla geldiği yer, 100 Numaralı Adam’da Kemal Sunal ve Oya Aydoğan’ın karşılaştığı sahne… Sanırım yüzlerce mekan sayacağım. Kısaca hepsi beni mutlu etti diyebilirim. “En çok şu mekan” diye bir ayrım yapamıyorum maalesef.

Tarihi filmlerin çekilmiş olduğu  mekanlar iyi  korunmuş mu?

 Tabii ki tahrip olan ya da yıkılan yerler var ama ben, günümüze kadar ulaşabilmiş, günümüze kadar korunup gelebilmiş yerleri paylaşmaktan keyif alıyorum. Umarım bu kalan yerleri, ileride de başka arkadaşlar ziyaret eder ve o zamanlara kadar korunur.

Yeni ve farklı  projeleriniz var mı?

 Birkaç ay sonra baba olacağım. Bir kızım dünyaya gelecek inşallah. Ondan sonra tüm projem o olur sanırım. Zaten haftada 1 günümü bu hobiye ayırıyordum, artık her günümü ona ayıracağım. Belki de biraz büyüyünce o da babasıyla gezmeye başlar mekanları? Yeni bir Yeşilçam Hafiyesi olur. 

Son olarak neler söylemek istersiniz?

İlgi gösterdiğiniz için ayrıca çok teşekkür ediyorum

Muhabir: Gamze Erdoğan