Konya'da her an deprem olabilir! (Özel Haber)

Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, Konya’da deprem riski olduğunu belirterek mühendislik projeleri doğrultusunda, yatay mimariye uygun imar planları ile yapılar yapılması gerektiğini vurguladı.

Konya'da her an deprem olabilir! (Özel Haber)
Yayınlanma:

Türkiye bir deprem bölgesi. Türkiye’de deprem riskinin en az olduğu yer olarak Konya ve çevresi biliniyor. Ama bu durum Konya’da hiç deprem yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. Konya’da en son 2009 yılının Eylül ayında meydana gelen 4,5 ve 4,7 büyüklüğündeki iki deprem, büyük paniğe neden olmuştu.  Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, aktif olan Konya Fay Zonu’nun deprem açısından risk teşkil ettiğini söyledi. Konya batı sınırının aktif bir fay zonu üzerinde bulunduğunu aktaran Fetullah Arık, “Konya Fay Zonu, kuzeyden güneye bir işaretleme yapacak olursak, Selçuk Üniversitesi Kampüsü’nün kuzeyinde yay şeklinde, TOKİ, Yazır, 500 Evler, Meram ve Hatıp’a kadar uzanıyor. Toplam uzunluğu 50 km’nin üzerinde olan bu fayın deprem potansiyeli çok yüksek.  Bu fay zonu 2009 yılının Eylül ayında Konya’ya göre 2 büyük deprem üretti. Bu orta büyüklükteki depremler bile Konya’da hasarlara ve ciddi paniğe neden oldu. O zamandan bu yana fay üzerinde önemli bir deprem oluşmadı ama yörede yapılan çalışmalar neticesinde geçmişte bu fayın 6-6,5 büyüklüğünde deprem ürettiği ortaya çıktı. 2009 yılında yaşanan depremde Yazır Mahallesi’nde bulunan fay zonunun 10 km’lik bir bölümü kırıldı.  Kuzeyinde ve güneyinde bulunan bölgelerde de kırılmalar bekleniyor. Ama deprembilimciler kırılmanın ne zaman yaşanacağına dair net bir bilgi veremiyor. Bu deprem bugün de olabilir, 50 yıl sonra da olabilir. Bu durumda korkuya kapılmak yerine depreme hazırlık yapmamız gerekiyor”.

“KONYA’DA BİLİNÇLENME ZÜMRÜT FACİASINDAN SONRA BAŞLADI”

Konya’da 1999 depreminden önceki  yapıların birçoğunun  deprem ve diğer doğal afetler yönünden risk oluşturduğunun altını çizen Başkan Fetullah Arık, 1999 depreminden sonraki yapılarda bir miktar iyileşme olsa da, Konya’da asıl bilinçlenmenin 2004 yılında yaşanan Zümrüt faciasından sonra oluştuğunu vurguladı. Zümrüt faciasından sonra belediyeler ve vatandaşlar işin ciddiyetini kavradı diyen Arık, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Belediyemizin elinde Konya’nın bütününü kapsayan bir yerleşime uygunluk değerlendirmesi yoktu. 2008 yılından sonra imar planına esas jeolojik-jeoteknik etütlere göre imar planı yapıldı ve imar yönetmeliği yayınlandı. Bu tarihten sonra kentte planlanan yapıların tamamında hem zemin etütleri hem de zemin etütlerinden elde edilen verilere göre inşaat projeleri geliştirildi”

“KONYA GÜÇLÜ BİR ZEMİN YAPISINA SAHİP DEĞİL”

Konya’nın zemin yapısı hakkında da değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Fetullah Arık, Konya’nın genel olarak güçlü bir zemin yapısına sahip olmadığını belirtti. Mümkün olduğunca Konya’nın her yerinde yatay mimariye uygun yapıların yapılması gerektiğini söyleyen Arık, “Konya eski bir göl yatağı üzerinde yer alıyor. Gölün içinde karbonatlı kayalar olmakla birlikte çoğunlukla karasal, kırıntılı, az tutturulmuş ve gevşek malzemelerden oluşan alüvyal nitelikli bir zemin yapısı söz konusu.  Bu açıdan bakacak olursak Konya’nın zemin yapısının çok sağlam olduğunu söyleyemeyiz. Özelikle Karatay ve Meram ilçeleri, Organize Sanayi Bölgesi ve Adana yolu çevresi ile bu alanın doğusundaki alanlarda zeminin taşıma gücü daha düşük Kentin batı kesimlerinde dağlık alanlar biraz daha sağlam ama orada da Konya fay zonunun etkisi ile risk taşımaktadır. Özellikle Konya’da son yıllarda yüksek yapı merakı arttı. Bu dikey yapılaşma kentin tamamında risk oluşturuyor. Sadece zemin açısından değil, estetik, kentin alacağı rüzgarlar ve planlamalar açısından dikey yapılaşmadan vazgeçmek gerekiyor”   

“İMAR AFFI İLE RİSKLİ YAPILAR RUHSAT ALDI”

Son olarak İmar affına da değinen Fetullah Arık, 1999 yılından önce yapılan yapıların birçoğunun mühendislik hizmeti alamadığından dolayı ruhsat alamadığını ama son dönemde getirilen İmar Affı ile bu yapıların ruhsat aldığını belirtti. Bu yapılar mühendislik hizmetinden yoksun olmalarından dolayı herhangi bir denetime de tabi tutulamadığından  yapı denetimlerinin sağlanamadığını ifade eden Arık,  bu yapıların olası bir depremde çok ciddi risk oluşturduğunu aktardı.

Özel Haber Müslüm Evci

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.