Konya'da Kazada Oğlunu Kaybeden Acılı Baba, Sürücünün Serbest Bırakılmasına İsyan Etti #KonyaHaber

Kazada oğlunu kaybeden acılı baba, sürücünün serbest bırakılmasına isyan etti Konya'da bir hafta önce geçirdiği trafik kazasında 13 yaşındaki oğlunu kaybeden babanın acısı, oğlunun ölümüne sebep olan sürücünün serbest bırakılmasıyla ikiye katlandı Acılı baba Mümtaz Elmas: 'Ne olur rüyamızda...

Konya'da Kazada Oğlunu Kaybeden Acılı Baba, Sürücünün Serbest Bırakılmasına İsyan Etti #KonyaHaber
Yayınlanma:

Konya'da bir hafta önce geçirdiği trafik kazasında 13 yaşındaki oğlunu kaybeden acılı baba, oğlunun ölümüne sebep olan sürücünün serbest bırakılmasına tepki göstererek, olayın kaza değil cinayet olduğunu iddia ederek, sürücünün cezalandırılmasını istedi. Kaza, 25 Ağustos Cuma günü 15.13'te merkez Meram ilçesi Şehir Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, yaklaşık 5 yıl önce Belçika'dan  Konya'ya gelen Elmas ailesinin 13 yaşındaki büyük oğulları Furkan Taha Elmas, TEOG sınavlarına hazırlık için gittiği dershaneden evine bisikletle gelmek için yola çıktı. Aynı zamanda  Belçika vatandaşı olan Furkan Taha, evlerine yakınında bulunan kavşağa kadar bisiklet yolunda geldikten sonra karşıya geçmek istediği sırada S.S.S. idaresindeki 42 TS 735 plakalı otomobilin çarpması sonucu ağır yaralandı. Çarpma sonucu kontrolden çıkan otomobil ise refüje çarparak durabildi. Kaza sonrası ağır yaralanan Furkan Taha Elmas kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Güvenlik kameralarına da yansıyan kazanın ardından sürücü S.S.S.'nin polisteki ifadesinin ardından serbest bırakıldığı öğrenildi. "Bu bir trafik kazası değil, bu bir cinayet" Yaşanan kaza sonrası oğlunu kaybeden baba Mümtaz Elmas (41), çocuğuna çarpan sürücünün serbest bırakılmasına tepki gösterdi. Yaşanan olayın bir trafik kazası olmadığını bir cinayet olduğunu savunan baba Mümtaz Elmas, "Çocuğum geçen hafta burada bir cani diyeceğim artık; çünkü bu bir trafik kazası değil, bu artık bir cinayet benim kanaatim o şekilde. Çünkü bakın bulunduğumuz yerde çocuk normal bisiklet yolunda geliyor, bisiklet yolunu kullanıyor. Şu kavşağı dönmek istiyor. Kontrollü bir şekilde kavşağın içerisine giriyor, fakat sol şeritten gelen bu cani insan, ada etrafından dönene yol ver yazmasına rağmen kavşağın içerisinde olan bir çocuğa görmesine rağmen fren yapmıyor. Hızını düşürmek için hiçbir gayrette bulunmuyor. Ne biliyim ayağından gazı kesse veyahutta çocuğu gördü sağa manevra yapsa, çocuğu kurtarmak adına hiçbir manevra yapmıyor, hiçbir çabası yok. Bütün bunlara rağmen aşırı hızlı. Hızını nereden baksanız görgü tanıkları var artı kamera görüntülerinden aracın ilk geldiği yerle çocuğa vurduğu olay anında vurduğu yer yaklaşık 4 saniyede tamamlanıyor ki bu 110'la 120 arasında bir hızla gittiğini gösteriyor. Şehir içerisinde 110-120 ile giden bir araç polis tutanaklarında, polis raporunda 'hiçbir trafik kuralı ihlal edilmemiştir' şeklinde geçiyor" ifadelerini kullandı. "Tüm bu olan bitenler bizi yaralıyor" Tüm bu yaşananların kendilerini yaraladığını söyleyen baba Elmas, "Polis tutanağında sürücünün çocuğu kurtarmak için gerekli manevraları yaptığı söyleniyor. Halbuki gerçek bir manevra yapmış olsa fren izi olur, yok. Çocuk sol tarafa doğru kaçmaya çalışıyor, ayağa kalkıyor bisikletle içeriye kaçmaya çalışıyor, içeri kaçıyor. Zaten kavşağın içine görüntülerde girdiği var buna rağmen aracın sağ tarafa kırmak yerine, sağ tarafa kaçmak yerine çocuğun istikametinin tam tersine gitmek yerine, sol tarafa doğru kırıyor ve çocuğa çarpıyor. Bundan sonra orada bulunan trafoyu patlatıyor ve hızını alamıyor, kaldırımın üzerindeki panoyu patlattıktan sonra hızını alamıyor refüje gidiyor. En son epeyi gittikten sonra saplanıp kalıyor çamura. Yani bütün bunlara ne diyeceğim bilemiyorum. Devletimizin polisi, emniyetimizin polisi bu kadar olayı çarpıtarak böyle bir olayı raporu hazırlaması gerçekten akıllara ziyan bir olay. Onun için yetkililerden ben özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Adalet Bakanımızdan yardım istiyorum. Bize ne olur yardım etsin. Çünkü gerek nöbetçi savcının tavrı gerekse polis memurlarının tavrı ben kasıtlı buluyorum. Burada bir ihmal değil kasıt var" iddiasında bulundu. "Çocuğum ezanların altında büyüsün diye ülkeme dönüş yaptım" Çocuklarının yurt dışından ülkesinde büyümesi için dönüş yaptığını söyleyen Mümtaz Elmas, "Ben yurt dışından ülkeme dönüş yaptım. Yurtdışında da öğretmendim. Sırf çocuğum ezanların altında büyüsün, bayrağımız altında büyüsün, vatanın da büyüsün, vatan sevgisi tatsın diyerek dönüş yaptım. Sayın Cumhurbaşkanımızın o zaman Başbakandı, hani ilahi adalete güvendiğini, bildiğini buna hassasiyetli olduğuna Hz. Ömer adaletine inandığını bildiğim için ülkede bazı şeylerin değiştiği için ülkeme geldim. Ama maalesef görüyorum ki adalet hususunda bazı şeyler hala değişmemiş, hala haksızlıklar devam ediyor. Hala insanların gözyaşı kurumuyor" şeklinde konuştu. Daha çocuklarının yasını tutmadan sürücünün serbest kaldığını söyleyen Mümtaz Elmas, "Olay cuma günü oluyor. Cumartesi günü çocuğumuzun eşyalarını bacanağım almaya gittiğinde onun serbest kaldığını öğreniyor. Daha bakın morgdan almadık yavrumu. Cenaze namazı kılınmadı, polis apar topar ifademi alıyor. Sanki bir senaryo oynuyorlar, planlamışlar bir oyun gibi saat 10.00, 10.30 sularında savcı bu caniyi serbest bırakıyor" dedi. İmza kampanyası başlatıldı Çocuğunu kaybeden acılı baba Mümtaz Elmas, "Ben Türk kamuoyundan, milletimden vatandaşlarımızdan baba olan anne olan çocuğu olan bütün vatandaşlarımızdan yardım istiyorum. Bu noktada bir imza kampanyamız var. Yani bu imza kampanyası ne kadar çok olursa, en azından sesimizi yetkili mercilere duyurmamızı gerekiyor. Ben buradan son olarak şunu söylemek istiyorum; yani bu olaya bizim kulak vermeleri için veyahutta bu olayların son bulması için illa Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, Meclis Başkanımızın illa yetkili devlet yönetiminde olan bir amirin, memurun bir insanın yakınına, torununa bir şey olması mı gerekiyor. Bizim çocuklarımız çocuk değil mi? İnsan yerine konmuyor mu? İnsan değeri bu kadar ucuz mu? Ben avukatla görüştüm, artı avukatın söylediği çok acı. Diyor ki, eğer olay yerinde ölüm bir değil 2 kişi olsaydı, bu kişi idare mahkeme değil ağır cezada yargılanırdı. Yani bir kişi de olsa benim bildiğim ben İslam hukukunu az buçuk bilen birisiyim, bir insanın canı bütün insanlığa bedeldir, bütün dünyaya bedeldir. Dolaysısıyla burada bir insan canı diye bu insanın alacağı cezanın hafif olması bizim yüreğimizi dağlıyor. Ben buradan Türk kamuoyuna sesleniyorum. Lütfen Allah rızası için bize yardım etsinler. Bu olaya seyirci kalmasınlar yanımızda olsunlar çünkü benim daha çocuğum var" ifadelerini kullandı. "Bu bayram biz bayram yapamıyoruz" Oğlunun 12 kez bayramı kendileriyle birlikte geçirdiğini anlatan baba Mümtaz Elmas, "Furkan 13 yaşını doldurup 14'ncü yaşından gün alacak Kasım 1'de. Yaklaşık 12 defa bayramı biz beraber geçirdik. Hiçbir bayram ayrı kalmadık. Her bayramda beraberdik. Şu bayramda inanın biz bayram yapamıyoruz zaten. Kurbanımızı bugün kestik, Allah kabul etsin. Oraya bile gitmedik yani. Evlat acısı yaşayan arkadaşlarımız var diyorlardı; herhalde biz ömür boyu evlat acısını hep yüreğimizin bir köşesinde yutkunarak hissedeceğiz. Gerçekten çok acı bir şey. Evimizin her tarafında odasında eşyaları, hatıraları var. Bahçesinde, okulunda, sokakta, şu caddede, arabada, her yerde hatırası var. Yani onsuz bir hayat gerçekten bizim için çok zor olacak. Bu olaya sebep olanlar dilerim Rabbimden inşallah onlarda cenabı Allah onlarında belasını, cezasını verir. Çünkü yalan söylüyorlar. Kendilerini kurtarmak adına yalan söylüyorlar. Yanlış beyanda ifadede bulunuyorlar. Bunlar hep çirkin şeyler" şeklinde konuştu. "Rüyamızda da olsa bize gel, yüzünü göster" Bayramda çocuklarının mezarını ailesiyle ziyaret eden Mümtaz Elmas, çocuğunun mezarı başında dua okuduktan sonra çocuğunun mezarını suladı. Mümtaz Elmas, çocuğunun mezar taşını tutarak gözyaşları içerisinde, "Furkan'ım ilk göz ağrım, yavrum Allah'a emanet ol. Yine geleceğiz inşallah. Sen de bize gel inşallah olur mu? Rüyamızda olsun bizi şereflendir. Kokunu duymadan, yüzünü görmeden yapamıyoruz. Ne olur rüyamızı şereflendir. Rüyamızda da olsa bize gel, yüzünü göster. Babacım sesini duyalım bir. Evladım... Babacım benim. Hakkını helal et bana. Ben senden baba olarak yerden göğe kadar razıyım. Allah'ta senden razı olsun inşallah. Hakkını helal et yavrum. Allah'a emanet ol. Seni hep unutmayacağız. Hiçbir zaman hep aklımızdasın gönlümüzde olacaksın" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.