Emekli maaşlarıyla yaşamaya çalışan yurttaşlar, günlük hayatlarını sürdürmekte zorlandıklarını, temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadıklarını dile getiriyor.
“Emekli maaşını zaten konuşmaya gerek yok” diyerek söze başlayan bir yurttaş, memur maaşlarının bile geçinmeye yetmediğini, emeklilerin ise adeta unutulmuş bir kitle gibi kenara itildiğini belirtiyor. “Asgari ücrete göre memur maaşı fazla gibi görünse de geçim şartlarına göre o da yetersiz. Ama emekliyi hiç konuşmayalım bile,” diyor.
Temmuz ayında yapılması beklenen zamlara dair beklentilerini sorduğumuzda ise tepki net: "Yüzde 10, yüzde 20 verseler ne olur?" Emekliler, gerçek enflasyon oranlarının dikkate alınmasını ve en düşük maaşın en az 20 bin lira olması gerektiğini ifade ediyor. “14 bin lira maaşla nasıl geçineceğiz? Ev kiraları 10 bin liradan aşağı değil. Ayakta kalabilmek için 20 bin liranın altında bir maaşla yaşanmaz.”
Bir başka emekli ise durumun ne kadar zorlayıcı olduğunu şu sözlerle anlatıyor:
“Yarım ekmek alıyoruz. Normalde iki misli olması lazım. Herkes yarım alıyor. Nerede ucuz çay ocağı varsa onu takip ediyoruz. Çay ile geçiştiriyoruz.”
Bayram öncesi yapılan zam tartışmaları da emeklilerin gündeminde. “Kurban Bayramı geldi ama emekli maaşıyla bir kurban alamıyoruz. Ev kirasını mı ödeyelim, et mi alalım?” diyen bir vatandaş, enflasyonun zamları anında erittiğini söylüyor:
“Maaşa gelen zam kadar her şeye de zam geliyor. Bu yüzden zamlar bir fayda sağlamıyor. Bugüne kadar da sağlamadı.”
Birçok kişi, emekli olduktan sonra çalışmak zorunda kaldığını belirtiyor:
“60 yaş üstü dayılarımın hepsi çalışıyor. Emeklilik ne zaman rahat etmekti? Şimdi ikinci bir işe muhtaç olduk.”
Tüm bu tablo, emeklilerin artık ayakta kalmak için verdiği mücadelenin her geçen gün daha da ağırlaştığını gösteriyor. Kimi 20 bin, kimi 35 bin lira diyor ama hepsi aynı noktada birleşiyor:
"Geçin de görelim bakalım."