KonyaHaber: Usta; Dünyayı ne hale getirdik diye kendilerine sormaları lazım

Avrupa Konseyinde düzenlenen Dünya Demokrasi Forumu'na konuşmacı olarak katılan Usta, üç gün süren ve popülizmin yükselişinde siyasi partiler ve medyanın rolünün ele alındığı forum hakkındaki değerlendirmelerini AA muhabirine anlattı.

Forumun kişisel hikayelerin paylaşımı bölümünde konuşma yapan Usta, üniversiteden atılan bir öğrenciyken eğitimini başka bir ülkede tamamlayıp daha sonra milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde (AKPM) Türkiye’yi temsil eden parlamenter oluş sürecinin, "hikayesi paylaşılacak kişi" olarak davet edilmesinde etkisi bulunduğunu kaydetti.

Bir hak mücadelesinin nasıl yapıldığını bilen ve hak mücadelesinin doğru verildiğinde mutlaka sonuç alınacağını savunan biri olduğunu ve bunu söylediğini dile getiren Usta, "Her şeyden önce iyi insan olmak gerektiğini söyledim. Salonun büyük bir kısmı gençlerden oluşuyordu ve haklı mücadele verilirse bedellerin ödeneceğini fakat sonuçların da mutlaka alınacağını söyledim." şeklinde konuştu.

Dünya Demokrasi Forumu'nun popülizm ana başlığıyla üç gün boyunca popülist söylem ve politikaların etki ve sonuçlarını masaya yatırmayı hedeflediğine dikkati çeken Usta, gerçekte forumun adeta kendi eksikliklerini görmeyip başkalarını karalama mecrası haline getirildiğini vurguladı. Usta "Avrupa, kendi yarattığı ve kendi uygulamaları sonucu yükselişe geçen hastalıklı akımları masaya yatırdığı bir forumda bile Türkiye başta olmak üzere diğer ülkeleri, kendinden olmayan medeniyetleri eleştiriyor, suçlamaya kalkıyor." ifadelerini kullandı.

AVRUPA KENDİ SORUNLARINI GÖRMEK İSTEMİYOR

Popülist söylemlerin sonuçlarından olan Avrupa’da sığınmacılara, göçmenlere yönelik nefretin, yabancı düşmanlığının, kaybolan on binden fazla sahipsiz çocuğun, yalnız ve korumasız bir hayata itilen bireylerin, dini ve kültürel farklılıklara baskıların masaya yatırılmadığını belirten Usta, şunları söyledi:

"Avrupa, ölçüsünü, yerini ve dozunu kendileri kontrol ettikleri bir popülizmden rahatsızlık duymuyor. İnsan hakları ve demokrasi konularında çifte standartları artık herkesin malumu. Eğer popülizm üzerine bir yatırım yapmasalardı, bu çifte standartları uygulayıp, göz yummazlardı. Avrupa’daki yabancı düşmanlığı, ırkçılık, İslam karşıtı söylemler (bu artık sadece söylem değil eylem haline dönüştü), göçmenlere uygulanan baskı ve yok sayma gibi politikalar Avrupalıyı rahatsız etmiyor. Bundan rahatsız olmadıkları gibi, bu konuların gündeme getirilip konuşulmasını bile istemiyorlar."

Usta, söz konusu nedenlerden dolayı Türkiye olarak kendi sorunlarını kendisi ortaya koyan, bu sorunlara kendi çözümünü üreten, kendi gündemini kendisi belirleyen ve buna göre hareket eden bir strateji izlenmesi gerektiği değerlendirmesinde bulundu.

Batılıların siyasi, ekonomik ve sosyal olaylara çıkarcı ve tek yanlı bir pencereden baktığını dile getiren Usta, şöyle devam etti:

"Bizim en büyük farkımız, yüzyıllardır bu böyledir, biz bir meseleyi değerlendirirken sadece kendi ülkemiz veya halkımızı göz önüne alarak yaklaşmıyoruz. Tüm dünyanın iyiliği ve huzurunu hedefliyoruz. Batı medeniyetinden en önemli farklılıklarımızdan biri budur.

Biz Türkiye olarak yüzyıllardır farklı din, dil ve ırktan insanların barış ve adalet içinde bir arada yaşadığı bir geleneğin devamıyız. Avrupa’da popülist söylemler ve ırkçı, ayrımcı yaklaşımlar yeni ortaya çıkan olgular değil elbette. Bunu son yıllarda Suriyeli veya Iraklı, Afgan göçmenler üzerinde uygulamıyorlar. Burada on yıllardır yaşayan Türk veya başka ülkelerden göçmenlerle de sorunu var Avrupalıların. 60 yıldır burada yaşayan Türkleri sahiplenmiş, kabullenmiş değil Avrupa maalesef. Batı aslında popülist söylemler ve ırkçı ve ayrımcı uygulamaları Türkiye’ye de ihraç etmek istiyor. Bu hastalıklı yapının Türkiye’yi de etkisi altına alması hedefinde fakat bizim bu oyunlara dur diyebilen, önlem alabilen güçlü bir iktidarımız var. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki son dönemdeki problemlerin en büyük nedenlerinden biri de bu. Bizi istedikleri gibi şekillendiremedikleri, popülist, ırkçı ve ayrımcı fikirlerle zehirleyemedikleri için saldırganlaşıyorlar."

 BATI KENDİNİ SORGULAMALI

Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği gibi Batılı kuruluşların artık kendilerini sorgulamalarının zamanı geldiğini belirten Usta, "Bir şeyleri kendimiz için, kendi çıkarlarımız için yaparken ‘dünyayı ne hale getirdik’ diye kendilerine sormaları lazım. Dünyanın terörle yakıp yıkılan her noktasında Batı’nın eli ve çıkarları var. En güncel örneği DEAŞ. Kendi yarattıkları bir örgüt ve artık kontrolden çıktı. Bugün Ortadoğu’da var olan soruna, burada yaşayan insanlar mı sebep oldu? Oraya gelen Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin neden olduğu bir yıkımı yaşıyor Ortadoğu. Ortaya çıkışında destekleri olan DEAŞ, PKK, PYD, FETÖ, DHKP-C gibi örgütler artık Batı için de tehlike olmaya başladı. Batı bunu yavaş yavaş anlamaya başladı." ifadelerini kullandı.

GENÇLERE ÇAĞRI

Uluslararası kuruluşlarda ve dünyanın farklı bölgelerinden katılımcıların olduğu programlarda Türk gençlerinin mutlaka yer alması gerektiğini vurgulayan Usta, "Gençlerimizin bu noktada biraz zorluklara ve sıkıntılara katlanarak, kendilerini geliştirmek ve buralardaki ortamı görmek için 'Türkiye için ne yapabiliriz' derdiyle çabalıyorlarsa eğer, buralarda bulunmak için daha çok emek vermelerini, çabalamalarını görmek istiyorum." dedi.

Avrupa’da yaşayan Türk gençlerine de seslenen Usta, belli bir eğitim almış, ana dili gibi Avrupa ülkelerinin dilini konuşan gençlerin, uluslararası kuruluşlarda ve etkinliklerde daha çok yer almaları çağrısında bulundu.

Usta, "Artık bu toplumlar içerisinde yer edinmiş gençlerimizin bu tip alanlarda kendilerini geliştirmeleri gerektiğini düşünüyor, çok daha aktif, çok daha girişimci olarak görmek istiyorum." dile konuştu.