#KöşeYazısı Evli Evine Köylü Köyüne!

Yaz dönemi bazı meslek sahipleri, öğrenci ve öğretmenler için uzun tatil demek. Meclis, yargı mensupları da tatilden nasibini alanlardan. Zafer ve Kurban Bayram tatillerinin birleştirilmesiyle tatilden hemen hemen payını almayan kalmadı.

#KöşeYazısı Evli Evine Köylü Köyüne!
Yayınlanma:

Kimimiz tatilde gezdi dolaştı, kimimiz asli görevi dışında başka işler yaptı. Sonunda tatiller bitti. Bundan sonra evli evine, köylü de köyüne artık. Öğretmenler hemen Bayram ertesi iş başı yapacak, öğrencilerse iki hafta sonra. Ardından yargı ve Meclis bitirecek tatilini. İşine bayram arası verenler ise yeniden işlerine koyulacak. Aşağı yukarı herkesi mesai ve iş yükü bekliyor. Maraton koşusu başlıyor artık.

 

Uzun tatil rehavet, tembellik demektir, insanı paslandırır. Hedefi kaybetmektir, insanı asli işinden uzaklaştırmak demektir, zamanı hor kullanmak, israf etmek demektir. Herkes hamlaştı iyice. Hamlaşan insan kolay ısınamaz, işine kendisini veremez.

 

Uzun tatiller aynı zamanda iş kaybı, işin aksaması, efor düşüklüğü, ekonominin zarara uğraması demektir. Sadece tatiller değil bizde sorun. Tatil yaklaşırken tatil havasına girer, işi rölantiye alırız, tatil dönüşü de kolay kolay  kendimizi işimize veremeyiz. Tatil cennetiyiz dense yeridir. Lüks tüketimin arttığı günümüzde dünya kaynakları daralmaya devam ediyor. Bizim uzun tatilden ziyade daha fazla çalışıp daha fazla üretmemiz gerekir. Türkiye ne yapıp ne edip tatillere bir sınırlama ve düzenleme getirmelidir. Bazı iş kollarında tatil kaçınılmaz denebilir. Bunun yolu uzun tatilden ziyade  Türkiye şartları göz önünde bulundurularak belli ayların içerisine serpiştirmektir. Burada öğrenci ve öğretmenler için bir örnek verirsek ne demek istediğimizi daha iyi anlatmış oluruz. Öğretmenin yaz tatili bir, öğrencininki iki ayla sınırlandırılmalıdır. Diğer  tatiller bir haftayı geçmeyecek şekilde her sekiz haftanın bitiminde yapılan sınavların ardından verilmelidir. Bir başka örnek de bayram tatilleri için verelim. Bizde özellikle dini bayramlar hafta içine geldiği zaman çoğu zaman haftayı tümden tatil ederek tatili dokuz güne çıkarıyoruz. Dokuz gün tatili gören bayram-seyran demeden soluğu sahil kenarlarında almaktadır. Belki içimizden bu vesileyle insanımız soluklanıyor, nefes alıyor, kafa dağıtıyor. Tatiller de olmasa insan çatlar diyebiliriz. Bu düşünce bir yere kadar doğrudur, nefse de hoş gelir. Ama bu işin bir de aması var. Uzun tatil demek şehir dışına çıkmak demektir, şehirlerarası trafiğin yoğunlaşması demektir. Bizde bu kural tanımazlık ve hız tutkunluğu oldukça her uzun tatil, özellikle uzun bayram tatilleri trafik kazalarına davetiye çıkarır. Kazaların çoğu yaralanma ve ölümlerle sonuçlanıyor. Sonunda bayram elbisemiz kefenimiz olabiliyor. İç turizmi canlandırmak amacıyla ihdas edilen Zafer Bayramı ve Kurban Bayramını içine alan on günlük tatilin dokuz günlük bilançosu ağır mı ağır. Onca uyarıya rağmen bayramın son günü itibariyle 148 trafik kazası meydana gelmiş, 103 kişi hayatını kaybederken 640 kişi de yaralanmıştır. Hurdaya çıkan araçları saymıyorum bile. Terörde bu kadar kişi ölse Türkiye ayağa kalkar, günlerce yas tutarız. Nedense trafik kazasında kaybettiğimiz bu kadar canı haberlerde vererek geçiştiriyoruz. Halbuki trafik canavarı terörden daha beter bugün için. Orta yerde bir katliam var. Bu katliamda uzun tatilin payı büyüktür. Bu son uydurulmuş uzun tatil olmasa belki bu kadar insanımız ölmeyecekti.

 

Geçen geçti, yapılan yapıldı, dinlenen dinlendi, ölen de öldü. Geçmişe ah-vah etmenin bir anlamı yok. Geçmişten ders çıkarıp önümüze bakmamız ve bir daha elim olaylarla karşılaşmamak için yetkililerin ayakları yere basan kararlar almasıdır. Yoksa bu gidişle daha çok anamız ağlar. İşleyen demir pas tutmaz misali zaman iş zamanı. Herkes işinin başına. Evli evine, köylü köyüne artık. Bu vesileyle bayramınızı kutlar, ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Son olarak iki tatil arası mesai saatlerini tatil yapan zihniyete son diyorum. 04.09.2017

 

Yazarın diğer yazılarını da okumak için tıklayın

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.