Konya'nın özellikleri nelerdir? Konya'nın kurucusu kimdir?

Konya, ekonomik açıdan Türkiye'nin gelişmiş kentlerinden biridir. Doğal ve tarihi zenginlikleriyle de önem taşır.

Konya'nın özellikleri nelerdir? Konya'nın kurucusu kimdir?
Yayınlanma:
Güncelleme:

Konya

Konya, Türkiye'nin en büyük ilidir ve 31 ilçeye sahiptir. 2021 yılı nüfusu 2.277.017 olan Konya'nın plaka numarası 42'dir. Konya Belediyesi, 1875 yılında kurulmuş ve 1987 yılında gideceği 3399 sayılı yasa gereği "büyükşehir" statüsüne kavuşmuştur. 1989 yılından beri belediye hizmetleri bu statüye göre yürütülmektedir. 2014'te 6360 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları haline gelmiştir.

Konya, ekonomik açıdan Türkiye'nin gelişmiş kentlerinden biridir. Doğal ve tarihi zenginlikleriyle de önem taşır. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan Çatalhöyük, 2012 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır. Konya ayrıca Anadolu Selçukluları'nın ve Karamanoğulları'nın başkentini yapmıştır. Şehir, Türkiye'nin önemli sanayi kentlerinden biridir ve Anadolu Kaplanları'ndandır. Konyaspor, şehrin futbol takımıdır.

Konya'nın yöresel yemekleri arasında etliekmek, bamya çorbası, Mevlana böreği, yağ somunu, tirit, Konya pilavı, sac arası ve fırın kebabı bulunmaktadır. Şehrin simgeleri arasında Mevlana Müzesi (Kubbe-i Hadrâ) ve çift başlı kartal yer almaktadır.

Konya İlinin Tarihi

Konya tarih açısından zengin bir geçmişe sahiptir.

Tarih Öncesi Dönem

Konya, Türkiye'nin en eski yerleşim yerlerinden biri ve burada yerleşim, prehistorik çağdan itibaren başlamıştır. Alâeddin Tepesi olarak bilinen suni tepe, Konya'nın merkezinde bulunmaktadır ve yapılandırılmış yapılar sonucu, Neolitik (Cilalı Taş Devri), Kalkolitik ve Erken Bronz Çağı'na ait bir kültürel barındırdığına rastlanmıştır.

Ayrıca, merkeze 15 km mesafedeki Harmancık mahallesinde bulunan Karahöyük ve Konya Ovası üzerinde bulunan Çatalhöyük, prehistorik çağa ait diğer höyüklerdir. Çatalhöyük, korku en eski ve en gelişmiş Neolitik yerleşim yerlerinden biridir.

Tunç Çağı

Konya Ovası, Tunç Çağı'nda önemli bir bölgeydi ve o dönemde Hititler tarafından Aşağı Ülke (Kur Şapliti) adıyla anılıyordu. Hititlerin yönetim merkezi ve kalbi olan Hatti diyarı ile Orta Toroslar'da bulunan ve bir dönem Hitit ülkesinin başkenti olan Tarhuntaşşa bölgesi arasında yer alıyordu.

Konya, Tunç Çağı'nda önemli bir yerleşim yeri olmuş ve bu dönemde uygarlıkların çeşitli etkisi altında kalmıştır. Konya Ovası'nda, Tunç Çağı'na ait çeşitli höyükler ve kalıntılar bulunmaktadır ve bu höyüklerden bazıları, Hititler döneminde önemli yerleşim yerleri olarak kullanılmıştır.

2-001.jpgRoma Dönemi

Hititlerin hakimiyetinden sonra Konya'ya egemen olan Frigler, daha sonra Lidyalılar, Persler ve Büyük İskender'in istilalarına uğramıştır. Ancak, Anadolu'da Roma İmparatorluğu'nun hakimiyeti sağlandığında Konya, İconium adının varlığını sürdürmektedir.

Konya, Roma ve Bizans dönemleri boyunca da önemini korumuştur. Ayrıca, Hıristiyanlığın ilk yıllarında dini bir merkez haline gelmiştir. Aziz Paul'un Anadolu'daki dini seyahatleri sırasında Konya'yı da ziyaret ettiği bilinmektedir.

Selçuklu Dönemi

Selçuklu döneminde Konya, siyasi, kültürel ve mağaza deposu önemli bir merkez haline geldi. Şehirde Selçuklu mimari örnekleri arasında Sultan Han, İnce Minareli Medrese, Karatay Medresesi, Alâeddin Camii ve Mevlana Türbesi gibi yapılar yer almaktadır. Selçuklu döneminde Konya, İslam kültürünün en önemli merkezlerinden biri haline geldi ve Mevlana Celaleddin-i Rumi gibi büyük Ayrıca İslam alimleri ve şairleri de bu dönemde Konya'da yaşamış ve bileşenleri burada üretmişlerdir.

Selçuklu döneminde Konya, ticaret yollarının çakışmalarını bulma nedeniyle ekonomik çıkışlar da gelişmiştir. Konya'nın önemi o dönemde öyle büyüktü ki, hatta Moğol İmparatorluğu'ndan kaçan Harezmşahlar Devleti'nin oğlu hükümdarı Sultan Muhammed, Konya'ya sığınmış ve Selçuklu Sultanı III. Alaeddin Keykubad tarafından korunmuştur. Ancak sonrasında Moğolların Anadolu'ya girmesiyle birlikte Selçuklu Devleti de yıkılmış ve Konya, 1308 yılında Karamanoğulları Beyliği'nin eline geçmiştir.

Konya’yı Konya Yapan Selçuklu Sultanı

Konya, Anadolu Selçuklu Devleti'nin 13. yüzyıldaki başkentiydi ve bu dönemde şehir, kültür, sanat, mimari ve edebiyatta büyük bir kişisel gelişim gösterdi. Bu gelişimin en önemli nedenlerinden biri, dönemin en ünlü sultanlarından biri olan I. Alaeddin Keykubad'dır.

I. Alaeddin Keykubad, Anadolu Selçuklu Devleti'nin en güçlü sultanlarından vardı ve 1220-1237 yılları arasında hüküm sürdü. Dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti'nin altın çağı olarak kabul edilir. I. Alaeddin Keykubad, geniş bir bakış açısı olan ve sanat, kültür, eğitim, bilim ve ekonomi boyutlarını gelişmeyi teşvik eden bir hükümrandı.

Konya'nın mimari ve kültürel yeteneğine büyük katkıları olan I. Alaeddin Keykubad, şehirde birçok önemli eserin yapımını ürettiği. Örneğin, Alaeddin Camii, Karatay Medresesi, İnce Minareli Medrese, Sırçalı Medrese, Çifte Minareli Medrese ve Sahip Ata Camii gibi büyük yapılar, onun döneminde inşa edilmiştir. Ayrıca Mevlana Celaleddin Rumi'nin hayatı ve konuşması de onun döneminde şekillenmiştir. I. Alaeddin Keykubad, Mevlana'yı himayesine gömdü ve onun eşinin çoğalmasına büyük katkı sağladı.

Sonuç olarak, I. Alaeddin Keykubad, Konya'yı Anadolu Selçuklu Devleti'nin kültürü, sanat ve mimari merkezi haline getireceği, şehrin tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Dönemi, Konya'nın kültürel, mimari ve mimari yapısına büyük katkılarıyla dolu olan bir dönemdir.

Karamanoğulları dönemi

Karamanoğulları, Azerbaycan'dan Sivas'a göç eden Hoca Saadettin'in oğlu Nur-i Sufi'nin torunlarıdır. Nur-i Sufi'nin oğlu Kerimeddin Karaman Bey, 13. yüzyılın başlarında Kilikya bölgesinde etkinlik başladı ve güçlendi. Anadolu Selçuklu Devleti sultanı I. Alaeddin Keykubad, Kerimeddin Karaman Bey'i bölge beyi olarak atamıştır.

Karamanoğlu Mehmet Bey, 1277 yılında Konya'yı ele geçirmiş ve Konya, Karamanoğulları Beyliği'nin merkezi haline gelmiştir. Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından sonra, Konya şehri Karamanoğulları topraklarına katılmış ve uzun yıllar boyunca beyliğinin başkenti olarak kalmıştır. Osmanlı Devleti'nin yükselişiyle birlikte, Konya 16 kez Osmanlılar ve Karamanoğulları arasında el değiştirmiştir.

Karamanoğulları Beyliği, Anadolu'nun güneyi, Konya, Karaman, Niğde, Antalya ve Mersin toprakları kapsamaktaydı. Beylik, 14. yüzyılda Anadolu'da önemli bir güç haline gelmiş, hatta Osmanlı Devleti'yle mücadele etmiştir. Ancak 15. yüzyılda, Osmanlı Devleti'nin bölgesine güç kazanmasıyla birlikte, Karamanoğulları Beyliği yıkılmış ve toprakları Osmanlı hakimiyetine geçmiştir.

Osmanlı Dönemi

Osmanlı döneminde Konya büyük bir ticaret merkezi haline geldi. Şehir, özellikle kervan yollarının kesiştiği stratejik bir yapıya sahip olması nedeniyle, önemli bir ticaret merkezi haline geldi. Bu dönemde Konya'da birçok cami, medrese, han ve hamam gibi yapılar inşa edilmiştir.

Osmanlı Konya, Karaman Eyaleti'nin merkezi olarak kabul edildi. 1864 yılında Karaman Eyaleti, Konya Vilayeti'ne bağlandı. Bu dönemde Konya, ulaşım ve ürünlerle öne çıkmıştır. Özellikle hububat, baklagiller ve gözlem üretimiyle ünlü olan Konya, aynı zamanda halı dokumacılığı ve el sanatlarıyla da ün kazanmıştır.

Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı sonrasında ise bölgede çatışmalar ve zorunlu göçler nedeniyle yüz binlerce Müslüman Arnavut, Çerkes ve Boşnak kökenli Balkan ve Kafkas muhaciri Konya ve çevresine yerleştirilmiştir. Bu dönemde kent nüfus artışı yaşanmış ve sosyal ve kültürel dokuda önemli değişimler meydana gelmiştir.

Kurtuluş Savaşı Dönemi

Konya, Milli Mücadele döneminde büyük bir rol oynamış ve kurtuluş mücadelesinin içinde yer almıştır. Ancak bazı saldırganlar, yanlış anlamalar ve yorumlara göre olumsuz bir imaj oluşturmuştur. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Konya'da Vali'nin yanı sıra elinde olmayan, yabancı ajanlar ve Damat Ferit'in engellemelerine rağmen kuruldu. Konya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Ali Kemal'in çalışmaları, Mustafa Kemal Paşa tarafından takdir edilmiştir ve cemiyetin işgale ve işgalcilerin uygulamalarına karşı ağırlıklı protesto mitingleri, Konya halkının tepkisini dile getirmiş ve halkın birlik beraberliğini başarmıştır. Özellikle kadınlar ilk mitinglerden biri de Konya'da yapılmıştır.

Konya, Milli Mücadele döneminde ordu lojistiğinin karşılandığı ve cepheden gelen yaraların tedavi gördüğü bir merkez olmuştur. İç Anadolu şehirleriyle birlikte cephedeki ordusunun bedellerini karşılamak için önemli bir role sahip olmuştur.

Cumhuriyet Dönemi

Konya, Türkiye'nin en büyük topluluğundan biri ve önemli bir kültürel ve ekonomik merkezdir. Büyükşehir unvanını kazanmasıyla birlikte Konya'nın yönetim yapısı da değişti. Konya Büyükşehir Belediyesi, sadece üç ilçeyi çevrelerken, daha sonra yapılanmış yapısal yapılarle çerçeveler genişletildi. 2004 yılında yapılan düzenlemeyle valilik bina merkezi kabul edilen sınırlara yarıçapı 30 kilometre olan daire de dahil edildi. 2012 yılında yapılan düzenleme ise, büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırlarıyla aynı hale getirdi. Bu hale getirme, Konya'nın işletmeye katkı sağlama ve şehir merkezleri, ulaşım, sağlık ve diğer alanlarda daha modern hizmetlerin sunmasına olanak tanımıştır. Bugün Konya, Türkiye'nin önemli bir turizm merkezi olarak da öne çıkan hükümler ve Mevlana Müzesi gibi önemli turistik mekanlara ev sahipliği yapıyor.

konya-gezilecek-yerler-mavlana-turbesi.jpgKonya ve Sultan Alparslan Dönemi

Horasan Meliki Çağrı Bey'in oğludur. Doğum tarihi XII ve XIII. Yüzyıl tarihçileri 424 (1032-33), daha sonraki kaynaklar ise 421 (1030) olarak vermektedirler.

Sultan Alpaslan ve Konya arasında tarihsel bir bağlantı olan Malazgirt Savaşı ile başlamaktadır. 1071 yılında gerçekleşen Malazgirt Savaşı, Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasındaki önemli bir çatışmaydı. Bu savaşın galibi Sultan Alpaslan, Bizans İmparatoru Romanos Diogenes'i yenerek Anadolu'da Türklerin görünmesini sağladı.

Sultan Alpaslan'ın, Bizans İmparatoru'na karşı kazandığı bu zafer, Türk tablolarının en önemli dönüm noktalarından biridir. Zaferin ardından Selçuklu Devleti'nin sınırları genişlemiş, Anadolu toprakları Türklerin eline geçmiştir. Bu dönemde Selçuklu Devleti'nin merkezi değişti. Devlet merkezi önce İznik'e taşınmış, daha sonra İstanbul'un fethinden sonra İstanbul'a geçmiştir. Ancak Konya, Selçuklu Devleti'nin en uzun süredir başkentlik yapan şehridir.

Sultan Alpaslan'ın Malazgirt Savaşı'nın ardından Anadolu'nun artması ve Selçuklu Devleti'nin kurulması, Konya'nın da tarihsel sürecinde önemli bir rol oynamasına neden olmuştur. Konya, Selçuklu Devleti'nin merkezi olarak 1077 yılında 1308 yılına kadar yaklaşık 230 yıl boyunca hüküm sürmüştür. Bu dönemde Konya, Selçuklu Devleti'nin kültürel ve sanatsal merkezi haline gelmiş, pek çok önemli yapı ve eser de bu dönemde inşa edilmiştir.

Sultan Alpaslan ve Konya arasındaki bu tarihi bağlantı, Konya'nın kültür ve sanat açısından zengin bir şehir olmasına da katkı üreticisidir. Akış Konya, Selçuklu döneminde kalan tarihi yapılar, zengin kültürel bakış açısı ve mistik havası ile şikayetlerin değerlendirilmesi çekmektedir. Mevlana Müzesi, Selimiye Camii, İnce Minareli Medrese ve Alâeddin Camii gibi tarihi yapılar, Konya'nın tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtmaktadır.

Sultan Alpaslan'ın zaferiyle başlayan Türklerin Anadolu'nun çoğalmasını ve Selçuklu Devleti'nin kurulmasını, Konya'nın da tarihi sürecini önemli bir yere sahip olmasını sağlayacak.

Kaynak:Vikipedi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.