Konya Haber: Okumuş, “Konya dünyaca ünlü hattatlar yetiştirmiş bir şehir #OzelHaber

Konya Haber: Konya’da İmam Hatip Lisesi’nde din kültürü öğretmenliği yapan ve özel olarak Hüsn-i Hatt sanatıyla ilgilenen Hattat Murat Okumuş ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Murat Okumuş, 1976 yılında Trabzon'da doğmuştur. 1997 yılında KTÜ Rize İlahiyat Fakültesi'nden, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne geçiş yapmıştır. Okumuş, halen S.Ü Geleneksel Türk Sanatları Bölümü'nde yüksek lisansına devam etmektedir.

Konya Haber:  Okumuş,  “Konya dünyaca ünlü hattatlar yetiştirmiş bir şehir #OzelHaber
Yayınlanma:

Hüsn-i hatt ve hattat kavramlarından bize bahsedebilir misiniz?

Günümüzde sığ bir bilgiyle sadece hat kelimesiyle ifade edilmeye çalışılan sanatın tam ve doğru ismi Hüsn-i Hat olarak kavramlaşmıştır. Hat kelimesi Arapça asıllı bir kelimedir. Çizgi, çizgi çekmek, düz çizgi çekmek anlamlarına gelen bir kelimedir. Hüsn kelimesi de Arapça kökenli bir kelimedir. Güzel ve güzellik demektir. İsim tamlaması yazının güzeli sıfat tamlaması olarak da güzel yazı anlamlarına gelir. Hattat kelimesi çokça çizgi çeken anlamında bir kelimedir. Fakat sözlük manasından ziyade tarihte kavramlaşmış ve çokça yazı yazan ve sanatlı yazı yazan ve Hüsn-i Hat Sanatı’nı icra eden kişi anlamında kullanılır olmuştur.

Hat sanatının gelişimi hakkında bize kısa bilgi verebilir misiniz, zaman dilimlerine ayırdığınızda nasıl bir sınıflandırma yapabilirsiniz? Konya bu işin neresinde?

Hat sanatı yazı sanatı olarak değerlendirdiğimizde insanlığın yazıyı bulmasıyla başlamaktadır. Fakat özelde Kur’an-ı Kerim’in yeryüzüne indirilmesi ile ortaya çıkmış diyebiliriz. Selçuklularda da vardı yazı ama Osmanlıda çok önemli bir yere haizdi. Osmanlı devletinin bütün yazışmaları, devlet evrakları el ile sanatlı bir şekilde yazılıyordu. Cumhuriyetin ilk yıllarında bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar insan dışında herkes yazıyı bırakmak zorunda kaldı. Fakat bir zaman sonra bu işin böyle gitmeyeceği kanaati birilerinde belirince çok az sayıda insan Osmanlı’da doğmuş büyük üstatlardan ders almaya başladırlar. Tekrar yazı öğreten müesseseler kuruldu. Ve bu iş 2000’li yıllara kadar ağır aksak geldi. Türkiye’de şu an ne durumda diye bir soru gelebilir aklınıza. 2000’li yıllardan sonra Türkiye’de çok öneli bir mesafe kat edildi. Fakat Osmanlı’nın Türkiye Cumhuriyeti’nde en son vefat eden hattatı Hamid Aytaç’ın talebeleri ve onların talebelerinin üstün gayretleri ile bugün İslam dünyasıyla açılan fark kapatıldı hatta birçoklarının tekrar önüne geçildi diyebiliriz. İstanbul tekrar bu sanatın zirve şehri konumuna yükseldi. Yani yazı yazma bu milletin genetiğinde var diyebiliriz.Ve Konya şehrimizi de yabana atmamalı hakkını teslim etmeliyiz. İslam coğrafyasında bu sanatın icrasında çok önemli yere sahip bayraktar bir şehrimiz. Dünyaca şöhrete sahip hattatlar yetiştirmiş bir şehrimiz.

Bu sanata nasıl başladınız? Kaç yıldır bu sanatla hemhâlsiniz? Başka sanatlarla da ilgileniyor musunuz?

Yazı yazmaya ciddi manada tek tek harfleri kurşun kalemle de olsa Rize İlahiyat Fakültesi’nde Nurettin Ödül Hoca’dan kurşun kalemle başladım.  Bu zaman dilimini de sayarsak 19 yıldır bu sanatla iç içeyim. Hüsn-i hatt dışında tiyatro, şiir ve futbolla ilgilendim.

Peki, hocam hangi hocalardan ders aldınız?

Nurettin Ödül hoca benim için önemlidir. Fakat o hocamızdan kamış kalem ve is mürekkebi ile ders almadım sadece kurşun kalemle harflerin düzgün olmasına çabaladık. Fakat esas macera 1999 yılında Selçuk İlahiyat’a gelince Rize İlahiyat’taki defterime kurşun kalemle yazmaya devam ediyordum. Bunu gören arkadaşlarım bu okulda hattat bir hoca var ondan ders alsana demişlerdi. Onların tavsiyesiyle Ben de o hocanın dersini 1999 Eylülü’nde seçmeli ders olarak seçtim.  Ve hocam beni is mürekkebi hokka ve kamış kalemle tanıştıran, bana rabbi yessir meşkimi yazan kişi merhum Fevzi Günüç hocam’dı. Osmanlı’nın son hattatı Hamid Aytaç’ın talebesi, Dünyaca ünlü Hattat Hüseyin Öksüz Hocam. 2003-2005 yıllarında Ankara’da ikamet ettiğim dönemlerde kendisinden sülüs nesih hatlarını bitirdiğim Hocam yine Hamid hocanın talebelerinden, Kuran-ı Kerim Hattatı olarak tanınan Muhsin Demirel hocam. Son olarak da kendisinden ileri düzey olarak sülüs-nesih çalıştığım ve icazeti hakkettiğim hocam Fatih Özkafa. Hepsi de birbirinden güzide değerli simalar ve üst düzet sanatçılar.

Hat sanatını icra etmek için ne tür malzemeleri kullanıyorsunuz?

Bu sanatı icra etmek için bizim olmazsa olmaz malzemelerimiz var. Mürekkebimiz özel. Kalemimiz özel, kâğıdımız özel. Mürekkebin yapılması özel. Osmanlı ecdadımız bu malzemeler için ayrı ayrı ihtisas alanları oluşturmuşlardı. Mürekkebimiz is mürekkebi dedik bezir yağı isinden, çıra isinden özenle alınıp Arap zamkıyla karılıp özel bir hamur haline getirilip arı duru suyu eklenip süzüldükten sonra elde edilen çok zahmetli bir mürekkep. Damlası bile bizim için çok kıymetlidir.  Kalemlerimiz çok çeşitlidir. Kargı, bambu, Java kalemi gibi özel kalemlerdir. Günümüzde çok çeşitli ağaçlardan imal edilen kalemlerimiz var. Bir de kâğıt var tabi aharlı kâğıt dediğimiz. Üzerine yazı yazdığımızda silmeyi, kazımayı, mürekkep yalamayı tabi bunu özellikle kullandım üzerinden mürekkebi yalayabildiğimiz ahar olarak nitelediğimiz özel bir karışım sürülmüş ve mührelenmiş kâğıdımız.  Bu karışımın en az altı ay beklemesi gerekir ki verimli bir sonuç elde edilebilsin.

Hangi konularda yazıyorsunuz? Hangi hat çeşitlerini yazıyorsunuz? Gelenekle modern arasında siz neredesiniz?

Öncelikle konularımız Kur’an-ı Kerim ayetleri, Hadis-i Şerifler, şiirler, kelam-ı kibarlardır… ama bunun yanında insanımız kendi isimlerini, çalıştıkları kurumlarının isimlerini de yazdırmak istiyorlar bu istekleri de eliğimizden geldiğince karşılamaya çalışıyoruz.. Bazen konjönktürel konularda mesaj vermek için de kullanıyoruz. Örneğin ‘’ah min aşkı’l-kudsi'ş şerif’’ gibi. ‘’Ahımız Kudüs-i Şerif’e olan aşktandır’’ demek istiyoruz. Hangi hat nev’ilerini yazdığımıza gelince Sülüs, Nesih, Rik’a, Divani, Celi Divani, Ta’lik… Sülüs ve Ta’lik hatlarının celilerini de yazabiliyoruz. Gelenekle modern arasında neredeyim sorunuz çok önemli bir soru. Modern tasarımları çok önemsiyorum. Bu kabilden eserler de meydana getiriyorum.

Gördüğümüz kadarıyla evinizin bir odasını atölyeye çevirmişsiniz. Peki, yazı yazmak için yer ve zaman önemli mi, her yerde yazar mısınız? Bir yazıyı bitirdiğinizde neler hissediyorsunuz ve ileriye dönük projeleriniz var mı?

Şöyle söyleyeyim aslında her yerde her ortamda yazı yazılmaz. Her zaman diliminde yazı yazılmaz. Yazı masası malzemeleri halet-i ruhiye bu iş için önemlidir. Yazıya ara vermemek önemlidir. Fakat bu işi bildiğinizi gösterecek bir durumdur da her yerde ve zeminde yazı yazabilecek yetkinlikte olmanız. Eşimin büyük bir fedakârlığı sayesinde benimde rahatladığım malzemelerimin elimin altında bulunduğu atölyemde çalışmak bana büyük keyif veriyor büyük bir katkı sağlıyor. Ve burada çok büyük ebatlı yazılar yazdım bitirdim. Uluslararası koleksiyonerlere ulaştırabildiğimiz. Tabi ileriye dönük içerikleri bende saklı projelerim mevcut. Önceliğim Konya’ da şahsi bir sergi açmak.

Eserlerinizi sergilediğiniz bir yer var mı? Nerelerde görebilir okurlarımız eserlerinizi? Bir de Konya’yı temsilen katıldığınız yarışmalarda ödülleriniz var, bunlardan bahsedebilir misiniz?

Esasında elimin altında çok sayıda eser yok. Yazdıran alıp gidiyor Türkiye’nin dört bir yanından yazı yazdırmak için arayıp sipariş verip, yazdıranlar oluyor. Uluslararası yarışmalara katıldığım ödül kazanamadığım yazılarımı bile yarışma sekreteryalarından geri almıyor, onların uhdesine bırakıyorum. Konya’da şahsi koleksiyonlarda insanların evlerinin duvarlarında birçok eserim mevcut. Uluslararası düzeyde çalışan Mehmet Çebi koleksiyonunda büyük ebatlı eserlerimiz mevcut. Yine İstanbul’da çalışan birkaç koleksiyonerde eserlerimiz mevcut. Bu yıl itibariyle Diyanet İşleri Başkanlığı Merkez Binası ve Kütüphanesi için yazdığım altı adet yazı sağ salimen yerine ulaştı ve sergilenmeye başladı. Geçen yıl Konya’da düzenlenen ’’İnternational Art And Design Exhibition 2016 Konya’’ sergisine katıldım. Yavaş yavaş bu tür etkinliklere katılım oranımız artıyor… Ödüllere gelince geçen yıl İsmek Hat Yarışması’nda Sülüs dalında 2.liğe layık görüldüm. Bu yıl da İstanbul Zeytinburnu Belediyesi’nin her yıl düzenlediği uluslararası nitelikteki Geleceğin Ustaları Yarışması’nda celi talik dalında eserim sergilenmeye layık görüldü.

Sanata özelde hat sanatına ilgi duyanlara ne tavsiye edersiniz Bu sanatla ilgilenmek isteyenlerde ne gibi özelikler olmalı?

Öncelikler sanatla ilgilenecek kişide aşk olmalı yani o işi kendisini kaybedecek derecede istemelidir. Bir kişide yetenek sanat için önemlidir. Ama aşk daha önemlidir. Hırs derecesinde sevgi, sabır ve sebatı getirecektir ardında.  O sebepten sanatta yeteneğin yanında icra edilecek sanat dalına aşırı muhabbet kesinlikle elzem olan husustur.  

Muhabir: Gamze Erdoğan

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.