LİDERLER CEO CLUB'DA TÜRKİYE'NİN ALTYAPI KARNESİNİ DEĞERLENDİRDİ

İş dünyasının geleneksel buluşma noktası CEO Club toplantısı, Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde, Vodafone Türkiye’nin ana sponsorluğunda gerçekleşti.

LİDERLER CEO CLUB'DA TÜRKİYE'NİN ALTYAPI KARNESİNİ DEĞERLENDİRDİ
Yayınlanma:

İş dünyasının geleneksel buluşma noktası CEO Club toplantısı, Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde, Vodafone Türkiye’nin ana sponsorluğunda gerçekleşti. Türk iş dünyasının liderlerini bir kez daha bir araya getiren, yeni dönemin ilk CEO Club toplantısında, Türkiye’nin ekonomik gücünü oluşturan inşaattan bilişime farklı sektörlerde altyapı hedef, politika ve icraatlerinin ele alındığı “Altyapı Liderleri Zirvesi” de düzenlendi. Türkiye’nin altyapı karnesinin değerlendirildiği zirvede, ülke genelinde altyapı ihtiyacı ve gelecek projeksiyonu hakkında önemli mesajlar verildi.

 

7 Ekim 2015 – Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde, Vodafone Türkiye’nin ana sponsorluğunda düzenlenen, yeni dönemin ilk CEO Club toplantısı gerçekleşti. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticilerini bir araya getiren CEO Club toplantısı, Hitachi’nin etkinlik sponsorluğunda Wyndham Grand Istanbul Levent Hotel’de yapıldı. Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş ve Hitachi Türkiye Ülke Müdürü Erman Akgün’ün açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlikte, “Altyapı Liderleri” temalı bir zirve de düzenlendi. Altyapı konusunda Türkiye’deki en büyük yatırım gruplarının liderlerini buluşturan zirvede, ülkenin ekonomik gücünü oluşturan inşaattan bilişime farklı sektörlerde altyapı hedef, politika ve icraatleri ele alındı. Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş’inmoderatörlüğünde gerçekleşen “Altyapı Liderleri Zirvesi’ne Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, IC İÇTAŞ Enerji Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen, Hitachi Ltd EMEA-CIS İcra Kurulu Başkanı Klaus Dieter Rennert, Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün ve Limak Holding Başkanı Nihat Özdemir konuşmacı olarak katıldı. Konuşmacılar, Türkiye’nin altyapı karnesini değerlendirerek, kısa ve uzun vadede altyapı ihtiyacına yönelik çözüm önerileri sundu; ülke genelinde altyapı ihtiyacı ve gelecek projeksiyonu hakkında önemli mesajlar verdi.

 

Gökhan Öğüt: “Geleceğin dünyası dijital altyapılar üzerine kurulacak”

 

Dijitalleşmenin ve dijital altyapıların önemine değinen Gökhan Öğüt, konuşmasında şunları söyledi:

 

“Dijitalleşme, yaşamın her alanında etkisini artırarak hissettiriyor. Geleceğin dünyası dijital altyapılar üzerine kurulacak ve geleceği dijitalleşme şekillendirecek. Geleceği dijitalleşmede gören bir şirket olarak, başta genişbant erişimi olmak üzere yaygın ve gelişmiş bir dijital altyapının, bugün tüm dünyayı meşgul eden pek çok sorunun çözümünde kilit rol oynayacağını düşünüyoruz. Örneğin, G20’nin iki temel önceliğinden birinin ‘tüm dünyada gayrisafi milli hasılayı yükseltmek’, diğerinin ise ‘işgücü piyasasını genişletmek’ olduğunu görüyorsunuz. Bu iki sorunun da çözümü dijitalleşmede yatıyor. Diğer yandan, B20 Çalışma Kolları’nın da dijitalleşmeyi pek çok sorunun çözümü olarak görmesi bir tesadüf değil. KOBİ’lerin verimliliğini artırmanın, genç ve kadın istihdamını artırmanın, akıllı şehir ve evlerin yaygınlaşmasının anahtarı, dijital altyapıların ve dijitalleşmenin yaygınlaşmasında yatıyor.”

 

“2023 hedefleri için dijitalleşmeye odaklanmak gerekiyor”

 

Sadece insanların değil makinelerin ve diğer tüm nesnelerin birbiriyle konuşacağı bir geleceğe doğru hızla ilerlendiğine dikkat çeken Öğüt, Türkiye’nin hiç de uzak olmayan bu geleceğe ilk adımını frekans ihalesi ile attığını belirterek, şöyle konuştu:

 

“Nisan 2016 itibariyle hayatımıza girecek olan 4.5G teknolojisi ile ses ve veri aynı anda aynı şebekede taşınacak, böylece 2G ve 3G'ye kıyasla hayatımıza daha yüksek aktarım hızları, daha fazla kapasite ve daha çok kalite girecek. Özellikle yüksek veri hızları ve düşük gecikme süreleri sayesinde bilgiye erişimimiz hızlanacak. İletişimde yeni bir çağın habercisi olan 4.5G, hemen ardından 5G’yi ve nesnelerin internetini de getirecek. Nesnelerin interneti ile beraber, doktorların hastalarını anında uzaktan tedavi edebileceği, eğitimin herkes için eşit olacağı, herkesin bir dokunuşla istediği bilgiye ulaşacağı, yaşamın her zaman her yerde çok hızlı ve kesintisiz akacağı bir geleceği yaşayacağız. Türkiye’nin de hem 2023 hedeflerine ulaşabilmesi, hem de çizdiğimiz bu gelecek tablosunun bir parçası olabilmesi için dijitalleşmeye odaklanması, dijitalleşmenin yaşamımızın her alanında gerçekleşmesi gerekecek. Frekans ihalesi ile dijitalleşmenin ülkemizde uçtan uca yayılması ve ülkemizin global ekonomide rekabetçi bir konumda olması için son derece önemli bir adım attık. Türkiye’nin altyapı, mühendislik, teknik donanım ve tüketici ilgisi gibi pek çok açıdan 4.5G’ye hazır olduğunu gözlemliyoruz ve ülke olarak, 4.5G, 5G gibi yeni nesil teknolojilerde başarılı bir performans sergileyeceğimize inanıyoruz.”

 

"Fiber konusunda şirketlere de görev düşüyor”

 

4.5G'nin hazır hale gelmesi için Türkiye’de çekim noktalarını şebekeye bağlayan fiber transmisyon altyapısının oluşması gerektiğine dikkat çeken Öğüt, şunları kaydetti:

“Ekonomik gelişme ve rekabet gücünde artış hedefliyorsak, ulusal çapta Yeni Nesil Şebeke kurulumunu gerçekleştirmemiz, şu anda 4.5G, ardından 5G ve fiber erişiminde mutlaka dünya çapında bir düzeye gelmemiz gerekiyor. Türkiye’de hem mobil genişbant altyapısı için hem de daha da önemlisi her haneye, her binaya fiber hizmeti götürmek için yeterli büyüklükte bir fiber ağı bulunmuyor. Ülkemizde yaklaşık 257 bin kilometrelik fiber altyapısı mevcut, oysa toplam 500 bin kilometrelik fibere ihtiyaç var. Türkiye’nin fiber altyapıdaki durumu sanılanın aksine o kadar da parlak değil; çünkü bugün, Türkiye’deki 20 milyonu aşkın hanenin sadece 9 milyonunda sabit genişbant internet hizmeti var. Bu erişim, OECD ülkelerinin arasında en sonda geliyor. Dolayısıyla, Türkiye’de bir an önce şehirler arasında ve şehir içlerinde yeni fiber döşenmesi, yeni yapılan binaların fiber döşenmiş olarak inşa edilmesi gerekiyor. Bu konuda, özellikle regülatif düzenlemelerin fiber paylaşımına ve yeni yatırımlara destek olacak şekilde gerçekleştirilmesi ve bugün 100’den fazla ülkede deklare edilmiş olan kapsamlı bir Ulusal Genişbant Politikası’nın ülkemizde de oluşturulması en önemli beklentimiz. Bu politika sonucu belirlenen fiber hedeflerine ulaşmak için dünyadaki uygulamalara bakmak ve Türkiye için en uygun modeli seçmek gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu yatırım büyük bir kaynak gerektiriyor ve bu kaynağı ancak özel sektör ve kamu sektörü işbirliği ile bir araya getirmek en doğru çözüm. Kaynakların daha etkin kullanılması, mükerrer yatırımlardan kaçınılması için ortak bir fiber şirketi kurulması da kamuoyunda çok önceden gündeme getirdiğimiz bir konu. Fiber konusunda bireylere, hane halklarına, şirketlere de görev düşüyor. Şirketlerin, özellikle büyük altyapı projeleri başta olmak üzere projelerinde mutlaka fiberi talep etmesi ve böylece fiber altyapının yaygınlaşmasını teşvik etmesi gerekiyor. Bu talep, ülkemizin ekonomik gelişimi için önemli olduğu kadar, iş dünyasının sağlayacağı değer artışı açısından da önemli.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.