'Merkez Bankası temkinli duruşunu sürdürebilir'

Ekonomistler, Merkez Bankası'nın temmuz ayı toplantısında faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmeyeceğini, temkinli duruşun sürdürüleceğini öngörüyor

'Merkez Bankası temkinli duruşunu sürdürebilir'
Yayınlanma:

İSTANBUL (AA) - BURHAN SANSARLIOĞLU / MURAT BİRİNCİ - Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) temmuz ayı toplantısında faiz oranlarında herhangi bir değişiklik yaşanmayacağını ve temkinli duruşun devam edeceğini öngörüyor.

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen'in geçen hafta yaptığı açıklamada bu yıl içerisinde kademeli olarak faiz artışı yapılabileceğini ifade etmesi ve doların küresel piyasalarda hem emtia hem de diğer para birimlerine karşı değer kazanması, TCMB'nin temkinli duruşunu sürdürmesine neden oluyor.

Analistler, haziran ayı yıllık enflasyonun yüzde 7'ye yakın bir seviyeye inmesinin TCMB'nin elini rahatlattığını, petrol ve gıda fiyatlarının da enflasyona gelecek dönemde pozitif katkı sağlayacağını belirtiyor.

Siyasi ve jeopolitik belirsizliğin artması durumunda TL'nin olası değer kayıpları yaşaması durumunda Merkez Bankası'nın sıkı duruşu devam ettirebileceğini dile getiren analistler, aksi durumda ise ılımlı gevşeme yaşanabileceğini kaydediyor.

 

- "Riskleri sınırlamak adına TCMB'nin mevcut politika duruşunu koruması daha yararlı olacak"

 

AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Odeabank Başekonomisti İnanç Sözer, Merkez Bankası'nın bu ay politika duruşunu değiştirmesini beklemediğini ifade ederek, "Önümüzdeki dönemde ise ABD Merkez Bankası'nın yılın geri kalanında sınırlı da olsa faiz artıracağı yönündeki beklentimiz ve süregelen makroekonomik riskler, TCMB'nin faiz indirimi için manevra alanı olmadığına işaret etse de; TL'de anlamlı bir değerlenme olması halinde öncelikle likidite politikasıyla olmak üzere TCMB'nin politika duruşunda ılımlı bir gevşeme görülebilir" değerlendirmesini yaptı.

Hazirandaki tahminlerine paralel olarak gıda fiyatlarındaki düzeltme sayesinde yıllık manşet enflasyonun yüzde 8,1'den yüzde 7,2'ye gerilediğini, çekirdek enflasyon ise yüzde 7,5 ile değişmediğini anımsatan Sözer, temmuz ayında ise baz etkisinin de katkısıyla manşet enflasyonun yüzde 6,8 ile 26 ayın en düşüğüne inebileceğini, ancak çekirdek enflasyondaki iyileşmenin oldukça sınırlı kalarak yüzde 7,5'ten yüzde 7,2'ye gerilese de halen görece yüksek seyrini koruyacağını tahmin ettiklerini vurguladı.

Enflasyonun görece yüksek seyrederken, iç talebin ılımlı bir şekilde toparlanmaya devam etmesinin zorlu küresel ekonomik koşullara rağmen Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümede geldiği noktayı göstermesi açısından dikkate değer olduğunu belirten Sözer, her ne kadar riskler artmış olsa da 2015 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 3,4 büyüyeceğini, enflasyonun ise yüzde 6,8 ile yılı tamamlayacağını öngördüklerini söyledi.

Sözer, süregelen belirsizlikler ışığında riskleri sınırlamak adına TCMB'nin mevcut politika duruşunu korumasının daha yararlı olacağını sözlerine ekledi. 

 

- "Önümüzdeki dönemde faiz koridorunun üst tarafını artırmak gibi bir ihtmal ortaya çıkabilir"

 

Erste Securities İstanbul Başekonomisti Nilüfer Sezgin ise Fed'in faiz artırımlarından dolayı Türkiye'nin dış finansman ihtiyacı en büyük ülkelerden biri olması sebebiyle TL varlıklarda negatif ayrışmaya sebep olabileceğini ifade etti.

 Bunun da TL'de değer kaybı ve genel faiz seviyelerinde yükselişe sebep olabileceği öngörüsünü aktaran Sezgin, "Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası'nın en azından faiz koridorunun üst tarafını artırmak gibi bir ihtmali ortaya çıkabilir. Ancak, Türk lirasının zaten politik belirsizlikler sebebiyle bu sene başından beri en fazla değer kaybeden gelişmekte olan ülke para birimleri arasında yer alması bu baskıyı sınırlayabilir" dedi.

"Bizim beklentimiz bu sene herhangi bir faiz değişikliğine gidilmemesi, ancak temkinli duruşun sürdürülmesidir" diyen Sezgin, bu çerçeveye bardağın dolu tarafından bakıldığında ise iç politikada yaşanabilecek olumlu gelişmeler ve belirsizliklerin azalması TL'nin benzerlerinden daha iyi performans göstermesine ve Fed politikaları gibi baskıları nispeten daha hafif atlatmasına yardımcı olabileceğini kaydetti.

Merkez Bankası'nın bu ay da faizde herhangi bir değişikliğe gitmesini beklemediklerini kaydeden Sezgin, her ne kadar manşet enflasyonun hazirandan sonra temmuz ayında da belirgin bir düşüş göstermesi mümkün olsa da çekirdek enflasyondaki iyileşmenin temmuz ayında çok daha sınırlı olacağını tahmin ettiğini belirtti.

Çekirdek enflasyonun yüzde 7,3 civarına gerileyebileceğini hesapladığını söyleyen Sezgin, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Bu seviye, hala Merkez Bankası için yüksek kalacaktır ve temkinli bir yaklaşımın korunması gerekecektir. Bir sürpriz ihtimalini düşük görmekle birlikte, kararla birlikte yayımlanacak metnin piyasaya yön vermede belirleyici olacağını düşünüyorum. Eğer son dönemde kurda izlenen görece güçlü performans, uzun vadeli getirilerin istikrarlı seyri ve petrol fiyatlarındaki gerileme gibi enflasyon açısından kısmi rahatlama getiren unsurlara fazla vurgu yapılarak aşırı güvercin bir ton olursa, TL baskı altında kalabilir ve uzun vadeli getirilerde yön yukarı dönebilir."

Manşet enflasyondaki düşüşün Merkez Bankası'na ortalama fonlama maliyetini daha da düşürebilmesine olanak tanıyabileceğine dikkati çeken Sezgin, Merkez Bankası ortalama fonlama maliyetini enflasyonun biraz üzerinde tutmak şeklinde bir sözlü yönlendirme yaptığını ve temmuz ayı enflasyon verisinin kendi beklentileri doğrultusunda gerçekleşmesi durumunda ortalama fonlama maliyetinde belirgin bir düşüşe alan açılacağı anlamına geleceğini ifade etti.

 

- "Faiz indirimi için TL'nin daha iyi performans sergilemesi gerekiyor"

 

Rabobank Gelişmekte Olan Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys ise TCMB'nin politika faizinde ve faiz koridorunda herhangi bir değişikliğe gitmeyeceği öngörüsünde bulundu.

İran ile P5+1 ülkeleri arasında sağlanan nükleer anlaşmanın TCMB için olumlu bir gelişme olduğunu ifade eden Matys, anlaşmayla birlikte petrol fiyatlarının düşebileceğini ve bu durumun da bankanın enflasyon hedefine ulaşmasını sağlayabileceğini aktardı.

Matys, ambargonun kalkmasıyla birlikte Türkiye'nin ihracatının olumlu etkilenebileceğini belirterek, düşük enerji fiyatlarının da büyüme için umut verici olabileceğini söyledi.

 ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırma ihtimalinden dolayı TCMB'nin faiz oranlarını indirmesini beklemediğini dile getiren Matys, "Fed'in para politikasında normalleşmeye gitmesinden sonra dolar/TL 3 seviyesinin üzerine çıkarsa TCMB faizlerde artışa gitmek zorunda kalabilir" ifadesini kullandı.

Matys, hükümetin kurulamamasının da Merkez Bankası'nın faiz oranlarını indirmesini zorlaştırabileceğine işaret etti. ABD ekonomisinin faiz artırımı için yeterli derecede güçlü olmadığının altını çizen Matys ancak Fed'in normalleşme politikasından doların olumlu etkilenebileceğini kaydetti.

Matys, son haftalarda TL'nin dolar karşısında en iyi performans sergileyen para birimlerinden biri olduğunu, ancak faiz indirimi için daha iyi performans sergilemesi gerektiğini anlattı.

Politik belirsizliğin bankanın faiz indirimi yapmasını zorlaştırabileceğini anlatan Matys, dış faktörlerin de Merkez Bankası'nı ihtiyatlı davranmaya zorladığını vurguladı. 

TD Securities Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Christian Maggio da Fed'in para politikasında normalleşmeye gitme durumunun ve sonuçlanmayan koalisyon görüşmelerinden dolayı TCMB'nin faiz oranlarında değişkliğe gitmeyeceği öngörüsünde bulundu.

Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.