Toroslarda Kışlık "Şebit" Telaşı

Karaman'ın Ermenek ilçesine bağlı köylerde ev kadınları, kışın tüketmek üzere yörede "şebit" olarak bilinen yufka ekmeğini hazırlamak için imece usulüyle meşakkatli bir çalışma yapıyorKadınlardan Sayıcı:"Bu iş yardımlaşma olmadan olmaz. En az 4-5 kişi olması lazım. Bir iki kişi beze yapacak, bir kişi yufkasını açacak, diğeri pişirecek, biri de arada hizmet edecek""Köylerimizde devamlı bu ekmeği tüketiriz. 6 ay bir şey olmaz hatta bir sene bile bekleyebilir"

Toroslarda Kışlık "Şebit" Telaşı
Yayınlanma:

Karaman'ın Toroslar üzerine kurulu ilçesi Ermenek'e bağlı köylerde ev kadınlarının genellikle kış ayları için hazırladıkları, yörede "şebit" olarak bilinen yufka ekmeği aylarca beklese de yeni pişirilmiş gibi lezzetini koruyor.

Anadolu'da kışın yemek üzere yapılan ve yöreye göre "şepit, şipit, şebit, sepit" olarak isimlendirilen yufka, köyün kadınları tarafından imece usulüyle pişiriliyor. Mayasız hamurdan yapılan ekmek, fırın veya marketin olmadığı yerlerde yüzyıllardır tüketiliyor.

Birçok köyde evlerin bahçelerinde tandır ismi verilen ve ekmek yapmakta kullanılan bölümler bulunuyor. Karaman'ın bazı ilçelerinde ise gelen talepler üzerine belediyeler, her mahalleye birer tandır yaparak vatandaşların hizmetine sunuyor.

Sonbaharda bir araya gelen komşu kadınlar, açtıkları yufkaları odun ateşinde pişirip, nemsiz ve kuru bir ortamda saklıyor. Daha sonra su ile ihtiyaç kadar tavlanan bu ekmekler aylarca ilk günkü tazeliğini koruyor.

Komşularıyla evinin bahçesindeki tandırda ekmek yapan Ayşe Sayıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şebit hamurunu akşamdan yoğurduklarını söyledi.

Sabah erkenden hazırlıklara başladıklarını belirten Sayıcı, "Sacımı, senidimi (üzerinde yufka açılan tahta), oklavamı tandıra getiririm. Ocağı yaktıktan sonra, önceden sözleştiğim komşularımı çağırırım. Sonra ekmek atmaya başlarız. Hep birlikte kahvaltımızı burada yaparız. Gelip geçenlere börek, sıkma ikram ederiz." diye konuştu.

- "Pelit ve sakız odununda güzel olur"

Bu iş için tüm kadınlar arasında bir dayanışma olduğunu anlatan Sayıcı, şöyle devam etti:

"Bu iş yardımlaşma olmadan olmaz. En az 4-5 kişi olması lazım. Bir iki kişi beze yapacak, bir kişi yufkasını atacak, diğeri pişirecek, biri de arada hizmet edecek. Birimizin hamuru bittikten sonra diğer komşunun hamuruna başlarız. Bu kışlık bir ekmek. Kışın soğuklarda dışarıda ekmek yapması zor olacağı için sonbaharda yaparız. İsteyen kepekli, isteyen kepeksiz undan yapar. Biz ekmeği daha iyi olduğu için kepekli unu tercih ederiz. Un yaptığımız buğday kendi tarlamızdan kalkar. Sacda odun ateşinde pişiririz. Her odundan güzel olmaz. Pelit ve sakız odununda güzel olur. Bu ekmek durduğu yerde bayatlamaz. Küflenme olmaz. İhtiyacımız kadar tavlar, tüketiriz. Tavladığın zaman yeni atılmışcasına mis gibi kokar."

- "Her genç kız mutlaka annesinden öğrenir"

Sayıcı, bu aylarda yaptıkları ekmekleri kış boyunca tüketeceklerini dile getirerek, "Köylerimizde devamlı bu ekmeği tüketiriz. 6 ay bir şey olmaz hatta bir sene bile bekleyebilir. Yeter ki iyi muhafaza edilsin. Şimdi çok güzel ekmek dolapları var. Oralarda saklandığında çok daha fazla süre durabilir. Şebit yapımı bizim geleneğimiz, göreneğimiz. Ekmek yapmasını her genç kız mutlaka annesinden öğrenir. " ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.