Yaşam kalitesini düşürüyor

Son dönemde ameliyatsız yöntemler tercih edilse de en çok genel anestezi altında ameliyatlarını gerçekleştirdiğini söyleyen Plastik Rekonstrükt ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Mustafa Kıyar, “Kadınlarda oluşan bölgesel kilo alımıyla birlikte memede oluşan yağ hücrelerinin artışıyla, göğüs dokusu irileşmekte ya da genetik faktörlerle birlikte büyük olan meme yapısını ameliyat ile kişinin boy, kilo, üst beden ölçüsüne göre ideal bir hale gelmesini sağlıyorum. Yalnız her ne kadar basit bir operasyon gibi algılansa da ameliyat ortamının sterilize edilmeyen bir ortamda yapılması, ameliyat sonrası meme içinde enfeksiyon oluşumuna sebep olmakta ve böyle bir durumun hastayı olumsuz yönde etkileyerek, iyileşme sürecini yavaşlamaktadır” diye konuştu.
OMURGA SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMLİ
Büyük olan göğüs yapısının kişinin omurgasına ekstra yük bindirerek omurga yapısını bozduğunu, bu yüzden omurga sağlığı açısından da kişinin duruşunda ciddi sıkıntılar doğurabileceğini, böylelikle yaşam konforunu düşürdüğünü söyleyen Kıyar, “Göğüs küçültme ameliyatının dışında böyle durumlarda büyültmek için operasyon yapılır. Büyütmek için yapılan ameliyatlarda kullanılan hazır silikonunu kas altından kesi açarak yerleştiriyorum. Bu nedenle yeni doğum yapmış bir bayanın çocuğunu rahatlıkla emzirebilir çünkü süt kanalarının geçişini kapatmıyorum. Ayrıca herhangi bir kesici aletle yaralanmadığı sürece silikon malzemenin delinmesi, patlaması mümkün değildir” şeklinde konuştu. Yaşam boyu kilo alıp vermeye, hormonal değişikliklere, hamilelik ve emzirme periyotlarına ve yaşlanma sürecine bağlı olarak meme dokusunun gerek içeriğinde gerekse şeklinde değişiklikler olabileceğini söyleyen Kıyar, “Meme cerrahisinde şayet tıbbi bir zorunluluk yoksa 18 yaşı beklemek ve meme gelişiminin tamamlanma sürecine izin vermek en uygun olandır. Ameliyat sonrası hasta bir gün hastanede kalır, gözlem altında tutulur, ertesi gün taburcu edilir. Hastanın 3-7 gün içinde ağrılarının tamamen geçer, günlük hayatına, işine kaldığı yerden bu süreden sonra devam edebilir” diye konuştu.
“HER AMELİYAT RİSK TAŞIR”
Her ameliyat bir takım riskler taşıdığını, bu risklerin başında kanama, enfeksiyon, yara iyileşmesi sorunları gelmekte olduğunu belirten Kıyar,  “Anestezinin de kendine ait olası bir takım risk ve komplikasyonları vardır. Silikon meme protezlerinde zaman içerisinde aşınma ve deformasyon, protezde sertleşme gibi riskleri mevcuttur ancak kullanılan protezin kansere veya herhangi bir başka hastalığa neden olması bugünkü bilimsel bilgilerimiz dâhilinde olası değildir. Bahsettiğimiz diğer riskleri de en aza indirmek için ameliyat öncesi bir takım tetkikler yapılmakta, ameliyat sırasında ve sonrasında da hastalar belli protokoller çerçevesinde tedavi edilmektedirler” diye konuştu. (Berati Ertan)