Anadolu'da Bugün Yazarı Mithat Direk yazdı: Moğolistan’da bir gün

Anadolu’da Bugün Gazetesi Yazarı Mithat Direk, Moğolistan’ı ziyaret ederek ülke ile ilgili bilgiler paylaştı.

Anadolu'da Bugün Yazarı Mithat Direk yazdı: Moğolistan’da bir gün
Yayınlanma:

Bilmeyenler için söylemek gerekirse Moğolistan diye bir ülke var ve tarihi çok eskilere dayanır. Büyüklüğü yaklaşık Türkiye’nin 2 katı ve step iklim yapısına (yazları kuru ve sıcak, kışları ise soğuk ve karlı) sahip. Ülke nüfusu (3,2 milyon) çok az ve nerede ise yarısı tek bir şehirde yaşıyor. Hal böyle olunca Moğolistan’ı tanımak için tek bir şehri gezmek ve orada gözlemler yapmak, hemen her türlü insanı burada görmek ve onlarla temas etmek kolaylaşıyor.

mithat-20.jpg

Her zaman olduğu gibi gözlemlere ülkenin ilk temas noktası olan havaalanından başlamak doğru bir yaklaşım diye düşünüyorum. Ülkenin genç ve dinamik bir nüfus yapısı var, havaalanında da böyle, dürüst, yardımsever ve ülkesini korumak isteyen bir anlayış hâkim. Bu durum açıkçası beni çok memnun etti, zira ülkesine sahip çıkmak özellikle genç kuşak için çok önemlidir diye düşünüyorum. Ancak işler biraz yavaş, bunu normal karşılamak gerek diye düşünüyorum. Çünkü burada hayat yavaş ve tekdüze. Uçağımız İstanbul’dan haftada 3 defa olmak üzere çift koridorlu tabir edilen Airbus tipi bir uçak. Uçuş mesafesi yaklaşık 8 saat, akşam bindiğiniz uçaktan sabah Moğolistan’ın başkenti olan Ulanbator’a iniyorsunuz. Uçuş çok güzel ayarlanmış. Gidiş 8 saat uçak, 5 saat de Türkiye ile saat farkı olmak üzere 13 saat sürüyor. Geliş de tam tersi 3 saat… Harika bir uçuş, nefis Türk Havayolları servisi de olunca çok keyifli geçiyor. Yolcuların çoğunluğu Moğol vatandaşları olmasına karşılık Türk vatandaşları da az değil. En dikkatimi çeken ise Türk vatandaşları dışındaki yabancılar.

mithat-3-001.jpg

Her ne kadar bizler ilgi göstermesek de başka ülke vatandaşlarının Moğolistan’a ilgisi azımsanmayacak kadar çok. Üniversiteler arasında bir iş birliği olduğu için ilk temas ettiğim yerler genellikle buralar oluyor. Burada da Moğolistan Yaşam Bilimleri Üniversitesi Rektörü ile ilk görüşmeden sonra diğer fakültelerin dekanları ile görüştüm. Hemen hepsi çok genç araştırmacılardan oluşan bir ekip yönetimde bulunuyor. Bu üniversitenin daha da ileri gidebileceğinin işareti. Türkiye’de öğrenim gördükten sonra buraya dönüp, çalışma hayatına başlayan genç öğrencilerimizle karşılaşıyorum. Hepsi aksansız Türkçe konuşuyor. Bu nedenle Moğolca ile Türkçenin akraba olduğunu düşünüyorum.

mithat-19-001.jpg

Hava soğuk mu soğuk, ancak dışarısı ne kadar soğuk ise içerisi o kadar sıcak. Isı farkından dolayı hemen her yerde girişler çift kapı ile yapılıyor. Burada insanlar bu soğuklara alışkın oldukları için onlara bir sorun teşkil etmiyor. Kar atıştırıyor. Yemek için dışarıya çıkıyoruz, mezun olmuş artık iş hayatının bir parçası olmuş öğrencilerimizle. Lokantalar yüksek katlı binaların çeşitli katlarında hizmet veriyor. Dışarıda hizmet hiç yok. Dünyada şiddetli soğukların yaşandığı büyük şehirlerden birisi olan Ulanbator yüksek binaları ve binaların içine gizlenmiş türlü lokanta, eğlence mekânı, bar ve diğer unsurlarla dolu. Elbette birçok binaya giriş sonrasında asansörle istenilen kattaki lokantaya gidilebiliyor. Asansörden indiğinizde sizi içeride çok hoş bir mekân bekliyor.

mithat-9.jpg

İnsanlar içeride yaşamaya alıştıkları için dışarıda görsellik bulmanız mümkün değil. Soğuk, gri renk tonlarının hâkim olduğu binaların içinde ise çok renkli bir yaşam var. Amerikan tarzı bina yapımı, cam binalar olarak çok hızlanmış, değişik mimari tiplerinde binaların şehrin görselliğini artırdığını görmek mümkün.

Ancak ne kadar gösterişli bir yapı varsa o kadar kötü bir trafik yönetimi var. İnsanlar kapalı mekanlarda yaşamaya alıştıkları için, araçların içi de onlar için bir kapalı mekân olarak görülebilir. Hemen herkes arabaya biniyor, modern lüks araçlar ve hemen herkes her yere araba ile gidiyor. Sonuç, trafik kaosu çıkmaması mucize olur.

Saatler araçların içinde klimalar ile seyahat ederken dışarıda eksi 10-15 derece normal karşılanıyor. Hemen herkesin bir arabasının olduğunu buna karşılık bir trafik kazasının yaşanmasının daha az olduğunu görmek tuhaf geliyor. İnsanlar birbirine saygılı olduğu kadar, saldırgan ancak yavaş. Bu bakımdan araçlar ile yürünüyor desek, abartmamış oluruz. Yürüme mesafesine trafik nedeniyle araba ile daha uzun zamanda ulaşılıyor. Diyebilirsiniz ki belki size böyle bir trafik kaosu rast geldi, elbette değil, Moğolistan’da sıradan bir gün aslında her gün.

mithat-6-001.jpg

Gelgelelim Moğol tarihinin geçmiş ve geleceğe bakan yüzüne. Aslında Büyük Moğol İmparatorluğu 1206-1227 yıllarında Cengiz Han ile birlikte kurulmuş. Cengiz Han birçok kavmi birleştirmiş Adriyatik Denizi’nden Büyük Okyanus’a kadar olan Asya ve Avrupa kıtalarını hükümranlığına almış bir komutan. Hayatı boyunca hiçbir savaşta yenilmemiş, Moğol halklarının var olmasında ve bugüne ulaşmasında büyük katkılar sağlamış. Elbette Cengiz Hanı Moğol Hükümdarı olarak düşünmekle birlikte, aslında Türklerle birlikte hareket ettiğini, en büyük ve yenilmez komutanlarının Türk komutanları olduğunu da unutmamak gerekir.

mithat-1.jpeg

Ancak zor coğrafyada ayakta kalmak nerede ise imkânsız. Bu bakımdan devasa büyüklükteki arazilerde ancak meraya ve göçer yaşama dayalı bir kır yaşamı görülüyor. Bu yaşam bir süre sonra ise bıkkınlıkla birlikte daha stabil yaşamın sürdürülebileceği alanlara yani şehirlere doğru evriliyor. Hal böyle olunca da en büyük şehir olan başkent Ulanbator dev adımlarla ve binalarla giderek büyüyen bir şehir durumuna geliyor. Aslında Moğolistan’ı iki iklim yapısı olarak değerlendirmek de mümkün. Kışları kapalı alanlarda devam eden yaşam ilkbahar ile birlikte değişiyor, şekilleniyor ve daha renkli bir yapıya kavuşuyor.

mithat-1-001.jpg

Diğer çok çok önemli konu ise güçlü Moğol kadınları oluyor. Toplumu güçlü yapan unsurun aslında kadından geçtiğini görmek için Moğolistan’a bakmak yeterli diye düşünüyorum. Hemen her işi erkeklerle birlikte yapan, adeta yaşamı çevreleyen Moğol kadınları her yerde ve sektörde çalışkanlıkları ile kendini hissettiriyor. Dedik ya zor coğrafya diye, insanlar inanılmaz biçimde çalışıyor ancak düşük verimlilik ve yüksek fiyatlar nedeni ile zor bir hayat sürüyor.

Ülkeyi deneyimlemek, hayatın sürdürülebilirliği görmek için her iki zaman diliminde de gitmek gerekir. Ortak geçmişimizin olduğu ülkeye bugüne kadar neden daha az ilgi gösterildiğini anlayamıyorum. Çok büyük fırsatların ve doğal yaşamın verdiği eşsiz lezzetleri deneyimlemek için bulunmaz bir yer.

mithat-22.jpg

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.