Uzmanlar Uyarıyor: "Yaka Renginin Değil, Performansın Konuşulduğu Bir Ülke İstiyoruz"
Artan samimiyetsizlik, aşağılama duygusu çalışanlar üzerinde büyük bir etki bırakıyor. Bu noktaya dikkat çeken yolay, bakın neler söyledi. Detaylar haberimizde
Yöneticilerin pazara ve kar etmeye odaklandığını kaydeden Yolay, içeride çalışan
memnuniyeti, performans ve verimliliğin göz ardı edildiğini belirterek “Yaka rengi değil çalışanların
performansı önemli. Sahada çalışanlar da ofis çalışanları da değerli. Yaka rengine göre insanları ayırt
etmeye karşıyım. Yakaların renginin değil, çalışanların performansının ve çalışma şartlarının
konuşulduğu bir ülke istiyorum” diye konuştu.
İşletmelerin çoğunun zarar ettiğine dikkat çeken eğitmen Yelda Yolay, işletme
yöneticilerinin genellikle pazar ve kar odaklı olduğunu belirtti. Yolay'a göre, bu
durum içeride çalışan memnuniyeti, performans ve verimliliğin göz ardı
edilmesine neden oluyor ve bu da işletmelerin geleceği açısından ciddi bir risk
oluşturuyor.
Farklı sektörlerden birçok firmaya aidiyet kültürü, iletişim, kurumsallaşma eğitimler veren, çalışanlara
ve yöneticilere birebir mentörlük çalışmaları yapan eğitmen Yelda Yolay, firmaları bekleyen
tehlikelere dikkat çekti. Yolay Denizli’de işletmelerdeki genel problemleri şu şekilde sıraladı:
Çalışan memnuniyeti sağlanmalı
Denizlili firmalarda çalışan sirkülasyonu çok fazla, çünkü memnun değiller. İl konu çalışanın emeğinin
karşılığını alması. Ücret işyerinde motivasyon ve başarı için önemli. Bunun kadar takdir ve motivasyon
da önemli, aidiyet duygusu da önemli. Aksi takdirde çalışan verimsiz oluyor. ‘Mesaim bitse de gitsem’
modunda oluyor. Yapabileceği bir iş varsa da ‘Benden sonra gelen vardiya yapsın’ diyor. Bu da
verimsizliğe yol açıyor. İşletmeler için verimsizliğin maliyeti çok ağır.
Firmalar kar ettiklerini zannediyorlar, aslında zarardan kar ediyorlar. Pazara odaklanıyorlar. Nasıl kar
ederiz diye bakıyorlar. Çalışanların başarısını, performansını gözden kaçırıyorlar. Verimsiz çalışma
ortamına bakmıyorlar. Bir işletmenin başarı kriteri çalışanlarıdır. İşletmeler kar etmiyor, zarardan kar
ediyorlar, bunun farkında değiller.
Aile anayasaları yapıyorlar. Ama bu anayasalar sadece yöneticilerin fotoğrafında kalıyor. Sen bunu
uygularken çalışanın tezgahı kapatıyorsa, telefonla ilgileniyorsa, işinden kaytarıyorsa, işine bağlılık
hissetmiyorsa yaptığın anayasa bir işe yaramıyor.
Deneyimli çalışan elde tutulamıyor
Firmalar deneyimli çalışanları elinde tutamıyor. Oysa yetkiyle, imtiyazla deneyimli elimizde tutması
gerekiyor. ‘Biri gider biri gelir’ zihniyeti yanlış, biri gidip biri gelmiyor. Gidenin yerini doldurmak zor.
oluyor Beyin göçünün olmaması için efor sarf etmek gerekiyor. Bir ustanın yapacağı işi yapacak adam
bulamıyoruz. İşin ustası olmak üniversite diplomalarının ötesinde bir şey.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.