Mehmet Gündoğdu

Mehmet Gündoğdu

KONYA’NIN FÎ TARİHİ- 32

KONYA’NIN FÎ TARİHİ- 32

BAYRAM YERLERİ

 

 

 

Selçuklular döneminde dini bayramlarda; bayram namazları şimdiki Musalla Mezarlığı içerisinde bulunan açık camide kılınır, topluca bayramlaşma yapılırdı. Ayrıca burada kurulan küçük lunaparkta eğlenilirdi. Bu gelenek Osmanlıların ilk dönemlerine kadar sürmüştür.

Cumhuriyet dönemi öncesinde bugünkü anlamda ulusal bayramlar yoktu. Ancak Osmanlılar döneminde padişahların cülus törenleri vali konağı önünde yapılır; bu törenlere kalburüstü vatandaşlar, askeri ve sivil erkân ile Mevlevi dergâhından bazı temsilciler katılırdı. Meşrutiyet dönemlerinde valilik önünde meşrutiyet kutlamaları yapılır ve bayram havası içinde olurdu. Osmanlı döneminde önemli olaylar ya da savaş sonraları zafer kutlamalarının bayram havası içinde kutlandığını kaynak yapıtlardan öğrenmekteyiz.

Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarından bugüne kadar kutlanılan ulusal bayramlar, önceleri hükümet konağı önünde yapılırdı. Vali, belediye başkanı ve garnizon komutanı birer konuşma yaptıktan sonra askerler ve öğrenciler geçiş törenine katılırdı. Şimdi dershane ve İş Bankası olan eski belediyenin bulunduğu binanın önüne büyükçe bir bayram takı kurulurdu. Önündeki geniş bir alanın bulunmasından dolayı cumhuriyetin ilk yıllarında ulusal bayramlar bu alanda kutlanır, bayram geçidi yapan asker ve siviller bu alandan hükümet meydanına kadar yürürlerdi. Cumhuriyetin onuncu kuruluş yıl dönümünde Alâeddin Tepesi doğusundaki Mevlana Müzesi’ne uzanan caddenin başındaki küçük yeşil alana onuncu yıl anısı konulmuştu.

 

BAYRAMLARDA ZFENER ALAYLARI DÜZENLENİRDİ

I938 yılından sonra bayram törenlerine başlama yeri olarak Anıt Alanı seçildi. Bayram töreni Anıt Alanı’nda başlıyor, geçit töreni; Zafer Meydanı, Alâeddin Tepesi güzergâhıyla hükümet konağında bitiyordu. Şimdiki İmam Hatip Lisesinin olduğu alan boştu ve 1950 yılına kadar spor alanı olarak kullanılmaktaydı. Anıt Alanında başlayan bayram kutlamalarına bu boş alanda devam edilirdi.

1950 sonrasında Vali Şefik Soyer zamanında hizmete açılan stadyumda uzun süre bayram kutlamaları yapılmamıştır. 1960- 1970 yılları arasında bayramlar Çoğu kez Anıt Alanında geçiş töreni şeklinde kutlanmaya başlandı. Yine bu yıllarda 23 Nisan, 19 Mayıs bayramları genellikle stadyum içinde kutlanırdı. Bayram kutlamalarında kortejin geçtiği güzergâh: Anıt Alanı, Zafer Meydanı, Hükümet Meydanı arasıydı. Bu kortejlerde önce askeri ve sivil protokol erkânı, bandocular, askerler, askeri malzeme taşıyan araçlar, top arabaları ve en son öğrenciler olurdu. Bu resmigeçit tamamlandıktan sonra; İtfaiye, Karayolları, Devlet Su işleri araçlarıyla ve iş makineleriyle geçerlerdi. Daha sonra da yerli sanayiyi simgeleyen çimento Fabrikası, şeker fabrikası gibi kurumların araçları geçerdi. Daha sonra da Konya’nın büyük şirketlerinin araçları geçerdi. Bayramlardaki bu geçişler tamamlandıktan sonra akşamları geç saatlere kadar süren fener alayı düzenlenirdi.  Gündüz resmigeçit yapanlar akşam da aynı güzergâhı kullanarak bir kez daha resmigeçit yaparlardı.

1970- 71 yıllarında Nalçacı Caddesi’nin ulaşıma açıldığı yıllarda da eski Necmettin Erbakan parkının olduğu şimdiki yeşil alanda cumhuriyet ve 23 Nisan bayramları kutlanmıştır.

1980 sonrasında birkaç kez Nalçacı Caddesi üzerine kurulan geçici tribünlerin önünde resmigeçit şeklinde bayram kutlamaları yapılmıştır. Yaklaşık son 30 yıldır milli bayramlar Anıt çevresindeki stadyum içerisinde kutlanmaktadır.

Stadyum içinde yapılan bayramlarda geçitlerin yanında sportif gösteriler de yapılır, okulların düzenlediği bazı etkinlikler de olurdu.

 

BALIK PAZARI

Konya’nın denize sahip olmamasından dolayı Konyalılar balığı pek bilmezlerdi. Bu yüzden ve talep de olmadığından 1960 öncesi Konya’da müstakil bir balık pazarı yoktu.

1960 öncesinde şimdiki Mevlâna Çarşısı’nın karşısındaki ihtisabın (belediyeye ait hizmet binası) altında kasaplar vardı. Bu kasapların arasında balık satan bir iki dükkân bulunuyordu. Bu dükkânlarda Beyşehir ve Ilgın Çavuş gölünden gelen sazan balıkları satılırdı. Konya’ya deniz balığı gelmezdi. Konya’ya gelen balıklar hep bayat olduğundan su havuzlarında korunur ve taze gözükmeleri için solungaçları kırmızıya boyanırdı.

1960 yılı ortalarında Konya’ya deniz balığı gelmeye başladığından balıkçı esnafı da çoğalmaya başladı. Bu balıkçı esnafı Baruthane Caddesi üzerinde bulunan eski sebze halinin çevresindeki dükkânlarda balık satmaya başladılar. Konya’nın ilk müstakil balık pazarı burasıdır. Buradaki balıkçılar Pazar günleri de Muhacir Pazarı kıyısında şimdiki petrolün olduğu yerde toplanıp balık satarlardı.

Daha sonra, Muhacir Pazarı içinde müstakil bir balık pazarı kuruldu. Çevre düzenlemeleri ve yeni balık halinin yapımına kadar bu balıkçılar yine Muhacir Pazarı kıyısında geçici olarak balık sattılar.

2008 yılında yeni balık hali yapılınca balıkçılar bu yeni yere taşındılar. Şimdilerde büyük marketlerin dışında, balık halinde ve eski hal çevresinde balık satılmaktadır.

 

AMELE PAZARI

Vasıfsız iş yapanlara Konya’da amele denilir. İş, eylem ve hareket anlamında olan amel sözcüğünden türetilmiş olan amele sözcüğü; genellikle inşaatların kaba işleriyle ve hafriyat uğraşan vasıfsız işçi anlamındadır. Amele pazarı deyimi ise; vasıfsız işçilerin iş bulmak için toplandıkları yer anlamını taşımaktadır.

Konya’nın merkez amele pazarı; Eski Garaj çevresindeki şimdiki Karatay Belediyesi binasının karşısındaki petrol ofisinin kenar boşluğuydu. Yeni yol düzenlemeleri sırasında yol genişletilerek geliş gidişli olmak üzere trafiğe açılmıştır. Yeni düzenlemelerle kaldırılan petrol ofisinin ve boşluk alanın yola alınmasıyla bu amele pazarı da ortadan kaldırılmış oldu. Halen bu alan eski amele pazarı olarak bilinmektedir. Karşısında otel, oto parçacı dükkânları, kadayıfçı, hırdavatçılar vardı. Uzun yıllar iş bekleyen işçilerin toplandıkları bu amele pazarında işçilerin ısınmaları ve ufak tefek eşyalarını koyabilmeleri için küçük bir baraka da bulunuyordu. İş bulmaktan ümidini kesenler genellikle öğle sonraları karşıdaki iş hanlarında bulunan çay ocaklarında vakit geçirirlerdi. Ameleye ihtiyacı olanlar sabahları buraya gelir, pazarlık edilerek veya geçer bedelli bir günlük para karşılığında amele alır giderlerdi. Özel durumlar dışında günlük çalışma bedelleri günün koşullarına göre belirlenirdi. Ameleler genellikle yevmiye ile yani günlük para ile çalışırlardı.

Merkez amele pazarının dışında; Vakıflar Çarşısı çevresindeki hanlarda, Şems Camisi çevresinde kireç, kum gibi inşaat malzemeleri satan dükkânların bulunduğu yerlerde ve sonraki yıllarda ise İhsaniye mahallesindeki eski yeşil cami çevresinde, şeker fabrikası orta kapısı karşısında da amele pazarları vardı.

Bugün, ameleler halen şeker fabrikası karşısında ve İhsaniye’deki eski yeşil cami arkasında iş beklemekteler. 

 

ERBAŞ MESCİDİ

Konya merkezinde bulunan eski bir mahalle mescidi olup, halen ibadete açıktır. Aksinne semtinde, eski Gemalmaz Mahallesi’nin ana caddesi olan Taş Cami ve Uzun Harmanlar Caddesi üzerindedir.

Son yıllarda esaslı bir onarım gören mescit; 13. Yüzyıl mescit mimari tarzında kerpiç duvarlarla yapılmış olup tavan kısmı ahşaptır. Önünde küçük bir bahçesi ve sonradan yapılan şadırvanı bulunmaktadır. Üzerinde eskiden ezan okunan ve eski bir kilisenin ışıklık taşı olarak kullanılmış olan büyükçe bir taş halen mescidin önünde işlevsiz olarak durmaktadır.

Mescidin giriş kapısının hemen karşısında ezelden beri var olan kadınlar kısmı vardır. Bu kısım biraz yüksekçe olup tahtaboş şeklinde yapılmıştır ve altı odunluk olarak kullanılmaktadır. Mescidin tavanı ve tabanı yeniden düzenlenmiş, aslı bozulmadan ahşap malzemeyle yenilenerek daha estetik bir şekil verilmiştir. Temel ve duvarları kerpiçten olmasına karşın kalın duvarlar halen sağlam olup uzun yıllara meydan okumuş ve daha da dayanacaktır. Duvar sıvaları kazılarak sıva yenilenmiş ve boyanmıştır. Mihrap ve kenarları da asılları bozulmadan onarılıp daha estetik bir görünüm verilmiştir.

Mescit mahallenin eski sakinlerinden, mescidin yanı başında evi bulunan Hasan Köylü bir hayırsever tarafından arsası hibe edilerek, 1800’lü yılların sonunda yaptırılmıştır.

Mescidin tapusu Hasan Köylü hayırseverin adına kayıtlı iken bir başka hayırsever tarafından ayrı tapu alınıp Gemalmaz Mahallesi Cami Vakfı’na devredilmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Gündoğdu Arşivi
SON YAZILAR