Son günlerde Konya’da kendisine “kanaat önderi, din alimi, hocaefendi” dedirttiren zevatın Fethullah Gülen’le birlikte ABD’de çekilmiş fotoğrafları boy boy geziyor. Bir takım aklıevveller de “hocalara operasyon yapılıyor” algısıyla vatandaşı yine kandırmaya çalışıyor.

İşte dinin insanların eline kalmasının yarattığı tehlikeler aslında birer birer nasıl güzel gün yüzüne çıkıyor ve Allah tarafından insanların gözüne sokuluyor.

Hâlbuki İslam’a inanan Müslümanlar olarak Kur’an elimizde en güzel pusula; Peygamber efendimiz en büyük “önder” daha bunun dışında ne hacısı-hocası, kanaat önderiymiş, bilmem neymiş arayıp durursunuz ki?

Ancak nasıl 1789’da Fransız İhtilali’yle Avrupa ruhban sınıfından kurtulmuşsa, Türkiye de “ruhban sınıfından” bu zamanda artık kurtulacaktır. Halk tarafından çok sevilen İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün 15 Temmuz’dan sonra yaptığı “İslam Rönesansı” açıklaması bu açıdan çok manidardı.

Her neyse, geleyim konuma; şimdi bu hocalar Pensilvanya’ya Fethullah Gülen’le tanışmaya gidiyorlar. Şimdilerde de oradaki fotoları büyük ihtimalle FETÖ servis ediyor.

Şimdi burada Fethullah’ın baştan beri “ABD İslamı” denilen, İslam’ı yozlaştırma çalışmalarının bir ayağı olduğunu bu hocalar hadi bilmiyordu, hani dünyalıkla alakaları yok ya… İyi de bu adamlar Fethullah’ın din kitaplarını da mı okumadılar? Kitabında “Üç kutsal dinde ‘la ilahe illaAllah’ diyor zaten. Ama biz “Muhammeden RasulAllah, dersek, Hristiyan da İsaen RasulAllah diyecek, Yahudi de Musaen RasulAllah diyecek. Bunları söylemeyiverelim.” Diyen bir adamın din adamlığının neyini merak edeceksiniz? Bunu İslam’la bağdaştıran adam hakkında nasıl bir tanışma isteği oluşabilir acaba?

Yani bu hocalar acaba ne kadar masumlar? Bu görüşmeye “tanıyıp, görmek” için gitmeleri falan hikaye; asıl bu hocalar oraya ne için gitmişler ve neler konuşmuşlardır bunu açıklamalıdırlar. Ve ondan sonra da köşelerine çekilip kendi hayatlarına devam etmelidirler. Bu iş, ister 17 Aralık’tan önce olsun ister sonra olsun, bu hocaların “sıfatları” artık herkes tarafından sorgulanmalıdır.

Konya’da kanaat önderi vardır muhakkak, bunlar Devlet’in belirlediği mülki amir olarak atadığı Validir. Konya halkının seçerek getirdiği Belediye Başkanıdır. Devletin dininin temsilcisi Müftü’dür. (Gazeteciler için bu kanaat önderlerine Devletin Basın İlan Müdürünü, Basın Yayın Enformasyon İl Müdürünü de ekleyebiliriz) Kanaat önderleri bunlardır. Bunların dışında kendi kendine, ben hacıyım, ben hocayım, ben şıhım, ben dedeyim, diye ortaya çıkanların yarın sizleri nereye “götürüp, toslatacağı” belli olmaz.

Bu nedenle Devletin kurum ve kuruluşlarından başka peşinden gidilecek kişi, kurum, kuruluş olamaz. Olursa da işte sonuç 15 temmuzlara kadar gidebilir. Bizim kendi dinimize sahip çıkabilmek için kimseye ihtiyacımız yok. Kur’an ve Peygamberimiz bize yeter.

Herkesin Cuma’sı hayırlı olsun.