Prof. Dr. Kenan Peker

Prof. Dr. Kenan Peker

MİLLETİMİZ İÇİN HALK OYLAMASININ ÖNEMİ!

MİLLETİMİZ İÇİN HALK OYLAMASININ ÖNEMİ!

16 Nisan'da Anayasa Değişikliği halk oylaması için sandığa gidecek olan Türkiye;

seçmene anayasa taslağını kabul edip etmediğini soracak. Değişikliği destekleyenler yani Evet'çiler istikrar ve istikbal için değişikliğe inanırken;  muhalif kanat yani Hayır'cılar demokratik anlayıştan uzak ve tek adamlık tezini şiddetle savunmaktadır.

Peki; Evet çıktığı takdirde Türkiye'de meydana gelecek değişikliler nelerdir? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bir rejim değişikliğine gittiğimiz iddia edenler;

sistem değişikliği detayını anlamak isterlerse dikkatli okusunlar lütfen!

18 maddelik anayasa değişikliğinin 4 maddesi farklı hususlarda, geri kalanlar ise doğrudan yönetim sistemindeki değişikliği düzenliyor.

Birinci maddede; yargının bağımsız olduğu ibaresinin yanına, tarafsız ilkesi ilave ediliyor. Yargı bağımsızdır, tarafsızdır.

İkinci maddede, milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkması ile ilgili. Bu değişiklik, TBMM’nin temsil tabanını genişletirken, milletvekili başına düşen nüfusumuz dikkate alındığında dünyada örneklerine de uygundur. Seçmen sayımız nerede ise iki katına çıkmış ama artırılan vekil sayısı 50. Bütün ülkelere göre seçmen sayısı başına düşen milletvekili sayısı en az olan ülkeyiz.

Muhalefet; hayır propagandasında meclis'in kapatılacağı tezini milletimize duyuruyor. Lakin bilmiyor ki milletvekili sayısı ile meclisin daha çok millet için çalışacağını! Milli iradenin aklı ve tercihi ile alay etmekten başka izahı olmayan bir yaklaşım bu.

Üçüncü madde ise; seçilme yaşının 25’ten 18’e indirilmesidir. Bugün dünyada 57 ülkede seçme seçilme yaşı 18’dir. Dünyada oluyor da bizde niye olmasın. Bu konuda gençlerimize güvenmek zorundayız. Onlar bu güveni fazlası ile hak ediyorlar.

Dördüncü olarak, anayasa değişikliğinin metninin 132 maddesinde yer alan, disiplin haricindeki askeri mahkemeleri kaldıran değişikliğini sayabiliriz. Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulmayacak. Ancak savaş halinde asker kişilerin görevleriyle alakalı davalara bakmak için kurulabilecek.

Diğer maddeler ise; mevcut sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümeti Sistemine Geçişini düzenliyor.

Yeni düzenlemenin en basit ve doğru ifadesi Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık makamlarını birleştiriyor olmasıdır. Her ikisi de gücünü halktan alıyor. İki yürütme yerine bir tek makam ortaya çıkıyor. Bunun anlamı, millet kime oy verdiğini kimden icraat beklediğini, kimden hesap soracağını bilecektir. Bu kişi artık cumhurbaşkanıdır. Yürütme gücü tamamen cumhurbaşkanında toplandığı için artık bu görevde bulunan kişinin ne hükümeti, ne meclisi ne de başka bir bahaneyi öne sürerek sorumluluktan kaçma imkanı ve ihtimali kalmıyor. İstese de istemese de hesap verecek.

Yardımcıları, bakanları, üst düzey bürokratları atayan cumhurbaşkanı, yürütmenin tüm icraatlarından sorumlu olacak çalışacak, seçimlerde de yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını millete verecektir. Hükümet, meclis dışından isimlerle ağırlıklı olarak kurulacağı için meclis içinden de hükümete alınacak isimler olabilir ama burada ağırlıklı olarak meclis dışından isimlerle kurulacağı için, yürütme ile yasamanın iç içe geçmesinin sebep olduğu sıkıntılar da ortadan kalkacaktır.

Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri 5 yılda bir ve aynı günde yapılacaktır. Ülkemizde aynı yıl içinde 3-4 seçim yapılan zamanlar oldu. Bu uygulamalar neticesinde istikrardan bahsetmemiz mümkün mü? Nasıl ki; belediyeler 5 yılda bir seçime gidiyorsa aynı şekilde parlamento seçimleri de 5 yılda bir olacak. Böylece kesintisiz 5 yıl süreyle istikrarlı bir yönetime kavuşmanın ve krizler döneminin kapanmasını  sağlanmış olacağız. Amerika'da 228 senede 45 başkan değişirken; bizde 93 senede 65 hükümet değişmiş olması, bu sisteme olan ihtiyacımızın ciddi bir göstergesi.

Diğer bir madde ise; cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisinin verilerek yürütmenin daha hızlı ve kapsamlı çalışmasının sağlanması. Cumhurbaşkanına kanun değil kararname çıkarma yetkisi veriliyor. En önemlisi, kanunun kararnameden üstün olduğunun belirtilmesidir.

Yasama organı meclis olduğuna göre elbette bu konuda öncelik oraya verilmelidir. Cumhurbaşkanına verilen tek kanun teklif etme yetkisi bütçe ile ilgilidir. Bunun dışındaki tüm kanun yetkileri milletvekillerine aittir. Mevcut sistemde belli şartlarda cumhurbaşkanı zaten meclisi seçime götürebiliyor ve sonrasında da Kendi görevi sürüyor.

Mantık sınırları dahilinde düşündüğümüz zaman; sistemin tamamen Cumhurbaşkanı ile bağlantılı olması gerekiyor.

Bu anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanı ile meclis seçimleri hangisi talep ederse etsin ikisi beraber olacaktır. Cumhurbaşkanı ile meclis arasında öyle bir ilişki tesis ediliyor.

Zaten siyasi sorumluluğu bulunan cumhurbaşkanının partili olmasının önü açılıyor. Mevcut sistemde cumhurbaşkanı, vatana ihanet suçlaması dışında yaptığı tüm işlemlerden sorumsuzdur. Yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanında toplanması, beraberinde denetim mekanizmalarının kurulmasını da zorunlu hale getiriyor.

Bu denetimi yapacak olan da meclistir. Meclis araştırması, soruşturması, genel görüşme, yazılı soru gibi yollarla, meclisi cumhurbaşkanı ile birlikte yardımcılarını ve bakanlarını da denetleyebilmesine imkan sağlanıyor. Mecliste yeterli çoğunluk sağlanması halinde, cezai sorumluluk gerektiren durumlarda cumhurbaşkanının yüce divanda yargılanabilmesinin yolu açılıyor. Böylece yürütme yetkisi verilen cumhurbaşkanının, millete hesap vermenin yanında meclis tarafından da denetlenebildiği demokratik bir tablo ortaya çıkıyor.

Yeni anayasa Türk milletinin ve Türk devletinin geleceğini aydınlatarak, 2023 hedeflerimizden aldığımız güçle 2053 ve 2071 vizyonlarımızın şekillenmesini sağlayacak. Milletimizin, bu anayasa değişikliğine tarihi bir oranla ’evet’ diyerek yeni Türkiye’nin müjdecisi haline getireceğine inanıyorum. Halk oylaması mevzu sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel meselesi değildir. AK Parti’nin, MHP’nin parti meselesi değildir. Kendilerinden sonraki sistemin selameti için arzu ediliyor.

Derdimiz vatan. Bizler 20 milyon kilometrekarelik dünya topraklarına hükmetmiş bir ecdadın torunlarıyız. Türkiye de Allah’ın izniyle Tayyip Erdoğanlar, Ömer Halisdemirler, Fethi Sekinler   bitmez. Evet ile millet; meclisi ve cumhurbaşkanı aracılığıyla istiklaline de, istikbaline de sahip çıktığını gösterecek.

Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devletimiz olamaz. 780 bin kilometrekare ile tek vatanız. 80 milyon ile tek milletiz. Şehitlerimizin kanından rengi alan al bayrağımız ile tek bayrak altında istiklalimize ve istikbalimize son nefesimize kadar sahip çıkacağız vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Kenan Peker Arşivi
SON YAZILAR