Hasan Hüseyin GÜLCAN

Hasan Hüseyin GÜLCAN

Sakın satışa gelmeyin!

Sakın satışa gelmeyin!

Son günlerin moda deyimidir, yâda son yılların… ‘’Satışa gelmek, yâda arkadaşını satmak’’ yâda ‘’Arkadaşına sırt çevirmekte’’ diyebiliriz.

Gün gelir, en yakınımdan daha çok sempati duyduğum biri çıkar karşıma ve en yakınımdakini unutur hale gelirim. Sevgi ve sempati konusu dışında, bu konunun gündeme gelmesinde çıkar ilişkileri de önemli bir etkendir. Bir arkadaş; iş gören tiplerdense, ‘’Onu satsak da işimiz düştüğünde yine geri almak isteriz. Yada ona işimiz düştüğünde tekrar konuşur, gönlünü alır, işimizi görürüz’’ diye düşünülür, düşünmekten ziyade böylede yapılır. Bunu yaşayıp görüyoruz.

En yakın arkadaşlar koşullar itibariyle zaten satılmaya müsait tiplerdir. Bir arada geçen onca zamandan sonra farklı kişilerle takılmak, yakınlığı azaltmaz diye düşünülür. İnsanlar nankördür. Nankör insanda arkadaşını en kolay satan insandır. İnsanlar, yaratılış itibariyle çok acayip varlıklardır. Kendi kendine gaza gelen, kendi çıkarları için yapamayacağı şey olmayan, nokta kadar çıkarı için arkadaşını dostunu satan çok insan vardır çevremizde…

Para, makam, mevki, mal mülk, güzel bir ortam ile kadınlar ve çok para insanlar için günümüzdeki öncelikli unsurlar olmuşlardır. Dostluk, Arkadaşlık, 2. plana itilmiş, hatır gönül eskide kalmış, sevgi ise sadece bayan ismi olarak hayatımızdaki yerini almıştır.

Hani hep derler ya ‘VEFA’ sadece bir semt ismi olarak kalmış, insanlar birisine selam verirken bile ‘’Acaba ben bundan kendime nasıl bir çıkar sağlarım, ben bununla konuşuyorum ya işim bitince bundan nasıl uzaklaşırım’ın ‘’ hesabını güderken, yüzlerdeki gülümsemeler bile sahteleşmiştir. Artık bu nankör yaratıklar yüzünden en yakınımızdaki insanlara bile şüphe ile bakar hale gelirken, güvenimizi, sevgimizi, saygımızı tamamen kaybettik.

İyilerle arkadaşlık, dostluk böyle kıymetli iken, kötülerle arkadaşlık daha kötüdür. İnsanın dünyasını da, ahiretini de yıkar. Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert ve günahlardan kaçan kimselerle arkadaşlık etmeliyiz.  

Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Ev almadan önce komşu, yola çıkmadan önce arkadaş edinin! Yolculuktan önce de azık tedarikine çalışın! Ahiret yolcusunun azığı doğru iman ve arkadaşı da salih ise ne mutlu ona) [RAVİ:İmam-ı Taberani]

İmanımızın üç düşmanı vardır: Şeytan, nefs ve kötü arkadaş. En zararlısı kötü arkadaştır. O, nefsimizin ve şeytanın aracılığı ile bize zarar verir. Arkadaşların en kötüsü insanın dinini, imanını, edebini, hayasını, ahlakını bozmaya uğraşan, böylece dünya ve ahiretine, ebedi saadetine saldırandır. Hareketlere, iyiler anıldığı zaman rahmet, kötüler anıldığı zaman lanet yağar. Kötülerden uzak durmaya çalışmalıdır.

Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenildiği zaman ateş kıvılcımları seni yakmazsa, kokusu seni rahatsız eder) [Ravi: Buhari]

Kötülerden uzak durmalıyız. Nankör insanlardan uzak durmalıyız. Bencil insanlardan uzak durmalıyız. Her an seni satabilecekmiş gibi duran sahte insanlardan uzak durmalıyız.

Pis koku, farkında olmayarak elbiseye siner. Kötünün kötülüğü de farkında olmayarak insanın kalbine girer. Şu halde yapılacak iş, kötü arkadaşlardan uzak durmaktır. Namuslu, iffetli yaşamak isteyene cenab-ı Hak nasip eder.

İşte böyle. Ne tipler var ya seni dakikasında satar onlar:) Satışa gelen tipler de günün birinde başkalarını satarak bu döngüye katkıda bulunacaklardır.

Cümlealeme 'iyi satışlar!' diyerek bu yazımı noktalıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Hüseyin GÜLCAN Arşivi
SON YAZILAR