Yunanistan soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim isteğimiz şudur. Yunanistan devleti, benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli. Biz, hiçbir farklı etnik unsurdan bunu bugüne kadar istemedik ve istemeyiz." dedi.

Yunanistan soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli
Yayınlanma:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı Trakya Türklerine hitaben, "Sizlerin, Lozan Anlaşması, Avrupa Birliği müktesebatı ve evrensel insan hakları anlayışına uygun olarak her türlü imkandan yararlanmanızı istiyoruz. Bu çerçevede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının uygulanmasını bekliyoruz." dedi.

Erdoğan, Chris-Eve Otel'de düzenlenen soydaşlarla buluşma etkinliğinde yaptığı konuşmada, Yunanistan ziyareti vesilesiyle geldiği Gümülcine'de Celal Bayar Lisesi'nde soydaşlarla hasret giderme imkanı bulduğunu söyledi.

Gümülcine'yi 2004'te başbakanlık yaptığı dönemde ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, aradan geçen uzun zamana rağmen aralarındaki muhabbetin aynı olduğunu, bu muhabbeti ne zamanın ne de mesafelerin etkileyebileceğini söyledi.

Bu ziyaretinde Atina'da Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile görüşmeler gerçekleştirdiğini anlatan Erdoğan, ikili ilişkilerin geliştirilmesinin yanı sıra soydaşların sorunlarını da gündemde tuttuklarını bildirdi. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sizlerin, Lozan Anlaşması, Avrupa Birliği müktesebatı ve evrensel insan hakları anlayışına uygun olarak her türlü imkandan yararlanmanızı istiyoruz. Bu çerçevede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının uygulanmasını bekliyoruz. Görüştüğüm tüm Yunanistan yetkililerine bunları ifade ettim. Yunanistan ile ikili ilişkilerimizin gelişmesi azınlık sorunlarının çözümünü de kolaylaştıracaktır. Bu sorunların çözümü ise Türkiye ile Yunanistan'ı birbirine daha da yakınlaştıracaktır. Ülkemizde ve Yunanistan'da tüm yaşayan azınlıkları zenginlik ve bereket kaynağı haline dönüştürmek her iki ülkeyi de güçlü kılacaktır."

"Benzer yaklaşımları Yunanistan'dan beklemek hakkımız"

"Benzer yaklaşımları Yunanistan'dan beklemenin de hakkımız olduğuna inanıyoruz." diyen Erdoğan, Batı Trakya Türklerinin iyi birer Yunanistan vatandaşı olarak, bu ülke için çalıştıklarını, bunun karşılığında da Lozan'daki hükümler ve AB standartlarına uygun bir davranış beklemelerinin hakları olduğunu ifade etti.

Batı Trakya Türklerinin Türkçeyi, Yunancayı ve uluslararası geçerliliği olan bir başka dili çok iyi konuşan, inancını ve kimliğini koruyan, geleneklerini yaşatan bireyler olmalarının Yunanistan için bir kazanç olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bunun için sizlerden eğitim öğretim meselesine çok önem vermenizi bekliyoruz. Bilhassa yüksek eğitim öğretim çocuğunuza yapacağınız en güzel yatırımdır. Öğrenci yokluğunda kapanan her okulun geleceğimizde sönen bir ışık olduğunu unutmayınız." çağrısında bulundu.

"Bunun Lozan'da yeri yok"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan'daki en önemli sorunlardan birinin "baş müftülük ve din adamları" sorunu olduğunu aktararak, şöyle devam etti: 

"Burada atanmış müftü ile işi götürmek anlayışı var. Bunun Lozan'da yeri yok, tam aksine seçilmiş müftünün yeri var. Nitekim seçilmiş din adamını kendi ülkemizde biz uyguluyoruz. Örneğin Patrik, bizim tarafımızdan atanarak görev yapan bir insan değildir. Tam aksine Sen Sinod Meclisi tarafından seçilen bir insandır. Nitekim Sen Sinod Meclisi'ndeki sayı iyice azalmıştı, ben Patrik'e bir haber gönderdim. 'Bize siz bu noktada din görevlisi gönderin, biz bu sayıyı vatandaş yapmak suretiyle dolduralım.' Bize isimler gönderdiler, biz onları vatandaş yaptık. Nitekim şu anda Sen Sinod Meclisi'nin üye sayısı 17'ye yükselmiştir. Dolayısıyla da seçme hakkı 17 kişiden oluşan Sen Sinod Meclisi'nindir. Peki burada niçin bizim baş müftümüzü, bizim din görevlilerimiz seçmesin, niçin burada hala atama kararlılığını gösteriyorsunuz? Bu yanlış bir şey, bunun Lozan'da yeri yok."

"Lozan Antlaşması'nın Türkiye ile Yunanistan arasında olmadı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı Trakya Türklerine hitaben, "Bizim isteğimiz şudur: Yunanistan devleti, benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli. Entegrasyon ayrı bir konu ama asimile olmasını istememeli. Çünkü biz, hiçbir farklı etnik unsurdan bunu bugüne kadar istemedik ve istemeyiz." dedi.

Erdoğan, Lozan Antlaşması'nın sadece Türkiye ile Yunanistan arasında olmadığını belirtti.

Söz konusu antlaşmada 11 ülkenin taraf olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ege'nin bir kıyısında Türkiye, bir tarafında Yunanistan. Peki Japonya'nın burada ne işi var? Japonya da Lozan'da taraf. Öbür tarafta Bulgaristan, Fransa, İngiltere, onların burada ne işi var?" ifadesini kullandı.

Erdoğan, 11 ülkenin Lozan görüşmelerine katıldığını hatırlatarak, 94 yıl aradan sonra "Burada bir güncelleme gerekebilir." dediklerine işaret etti.

Olaya sadece adalar meselesi veya kara meselesi gibi bakılmaması gerektiğini söyleyen Erdoğan, baş müftülük, eğitim-öğretim konularının en önemli sıkıntılar arasında yer aldığına dikkat çekti.

Türkiye'de böyle bir sıkıntı olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Rum vakıflarının gayrimenkulleri vardı ve biz bunların hepsinin de, çıkarttık yasayı, kendilerine bedelse bedel, gayrimenkulse gayrimenkul, hepsini ödemeye başladık. Niye? Hak onların da onun için. Bizim böyle bir endişemiz, korkumuz yok. Rahatız bu konuda." diye konuştu.

İstanbul'da bulunan patriğin yurt dışına çıkmasının Eyüp Kaymakamlığının iznine bağlı olduğunu aktaran Erdoğan, bunu uygulamadıklarını belirtti. Erdoğan, "Niye? Bir Patriklik makamı var, kalkıp da bunu kaymakamlığın müsaadesine bırakmak doğru olur mu?" dedi. 

"Kimse aksini iddia edemez"

"Endişeyle, şüpheyle birbirimize bakmamızın anlamı yok." diyen Erdoğan, bunların kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile yaptığı görüşmeyi hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Sayın Başbakanla görüşürken de gündeme geldi. Ben burada kendi soydaşlarıma da sesleniyorum. Azınlıklar kavramı içerisinde burada Müslüman azınlık noktasından mı, yoksa Türk azınlık noktasından mı hareket... Kendileri, 'Orada Pomak da Roman da var' dediler. 'Bana göre bizim ortak paydamız İslam'dır, Müslüma'ndır' dedim. Dolayısıyla, Türk'üyle, Roman'ıyla, Pomak'ıyla biz biriz, beraberiz. Burada hiçbir şey yok. Yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Benim indimde ha Türk olmuş ha Pomak olmuş ha Roman olmuş, biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik mi, bitti iş. Bunun aksini kimse iddia edemez. Eğer birileri bunun aksini iddia ediyorsa kendini çek etsin."

"Benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizim isteğimiz şudur: Yunanistan devleti, benim soydaşlarımdan asimile olmasını istememeli. Entegrasyon ayrı bir konu ama asimile olmasını istememeli. Çünkü biz, hiçbir farklı etnik unsurdan bunu bugüne kadar istemedik ve istemeyiz. En büyük haksızlık, adaletsizlik o olur. Yunanistan'ın geçirdiği ekonomik krizin etkilerinin bölgeye olumsuz yansımaları olduğunu biliyoruz. Batı Trakya'nın ekonomisinin genel olarak toprağa bağlı olması başka zorlukları da beraberinde getiriyor."

Gümülcineli bir şairin şiirindeki, "Sağanak yağmurdu saçlarımı tarayan, umutlarımdı takılan, kar beyaz ağustos bulutuna, kuytusunda bir söğüt ağacının, dökülürken akşamlar gecelere, günler buğday kokuyordu." dizelerini okuyan Erdoğan, günleri buğday kokan Batı Trakya topraklarının bereketlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

"Emanetleri gözümüz gibi korumalıyız"

"Batı Trakya Türk toplumunun, çalışkanlığıyla ve basiretiyle geleceğini bu topraklarda güvence altına alacağına inanıyorum." diyen Erdoğan, siyasi ve ekonomik krizler ile sosyal çalkantıların bölgenin bir gerçeği olduğunu söyledi.

Bunların, en eski çağlardan beri insanlığın adeta göz bebeği bir coğrafyada yaşamanın bedelleri olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Her şey gelip geçtiğinde geride sadece gönül bağlarımız, inancımız, dilimiz, kültürümüz kalır. Bunlara sıkı sahip çıkarsak daha nice sarsıntıyı, fırtınayı atlatır, geleceğimize güvenle bakabiliriz. Bunun için sizlerden şartlar ne olursa olsun benim isteğim şudur, birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma içinde olmanızdır, birbirinize kenetlenmenizdir. Lozan Antlaşması her iki ülkede yaşayan azınlıkları ülkemize ve Yunanistan'a emanet etmiştir. Bu emanetleri gözümüz gibi korumalıyız. Biz sorumluluklarımızın farkındayız, Yunanistan'ın da farkında olduğunu düşünüyoruz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.