Mevlâna’nın lalası: Cemel Ali Dede
Hz. Mevlana’yı Mevlâna’yı çocukluğunda sırtında taşıyan ve bunun için kendisine ‘Cemel’ denilen Cemel Ali Dede’nin hayatını sizler için derledik
Horasan’dan yollara düşüp gelen ve Anadolu’yu yurt edinen alperenlerden olan Cemel Ali Dede’nin doğum tarihi bilinmemektedir. Cemel Ali Dede, Hz. Mevlâna’nın muasırıdır. Maveraünnehirlidir, Mevlâna’nın lalası olduğu ifade edilmektedir. Rivayetlere göre, Hazreti Mevlâna’ya karşı derin bir saygı ve sevgisi vardır. Bundan dolayı Mevlâna’yı çocukluğunda sırtında taşır, deve taklidi yapardı. Bunun için kendisi ‘deve’ anlamına gelen ‘cemel’ adı ile şöhret buldu.
KONYA’NIN TANINMIŞ KİŞİLERİNDEN OLDU
Mevleviliğin ünlü kaynaklarından ‘Sefine-i Mevleviyan’da onun Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin babası Sultânü’l-Ulemâ ile birlikte Konya’ya geldigini belirtir. Cemel Ali Dede, Sultânü’l-Ulemâ’ nın sohbetinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi. Selçuklu devri Konya’sının tanınmış kişilerinden oldu. Çevresindeki fakirleri ve düşkünleri gözeten çok cömert bir zat idi. Ebedî saadetin yollarını anlattı. Bu mübarek zat, insanlara İslamiyet’in emir ve yasaklarını anlatıp onların dünya ve ahirette kurtuluşa ermeleri için gayret etti. Pek çok kimse onun sohbet ve zikir meclislerinde bulunup yüksek derecelere ulaştı.
TÜRBESİ, MUHAFAZA VE ZİYARET EDİLMEKTEDİR
Mevlana yıllarının nice unutulmaz hatıralarına sahip olan Cemel Ali Dede’nin türbesi, o aşk ve marifet dolu günlerin kıymetli bir yadigârı olarak muhafaza ve ziyaret edilmektedir. Mevlevi hatıralarında adı sık sık anılan Cemel Ali Bağı (Dede Bağı), tadına doyum olmaz yaz gündüz ve gecelerinin zikir, tefekkür, sema ve murakabelerine de sahne olmuş ünlü Meram Bağlarındadır. Mevlana Hazretleri, sık sık bu bölgedeki mesireliklerde gezintiye çıktığı ve burada düzenlenen sohbetlerde, sevenlerine ledünni âlemin sırlarından bahsettiği; Onlara, dünya ve ahirette Allah ve Resulünün hoşnut olacağı işlere özen göstermelerini öğütlediği rivayet edilir. İnsan psikolojisinin ve çocuk pedagojisinin bütün inceliklerine vakıf olan Mevlana’nın böylesine gönülden sohbetleri, birliğe, beraberliğe, kardeşliğe, ümide, diğerkâmlığa, yaratılıştaki hikmet ve amaca dair öğütleri, Konya başta olmak üzere birçok yurt köşelerinde asil, nezih, samimi bir havanın fert ve toplum tarafından huzurla teneffüs edilmesine vesile olmuştur.
“CÖMERTLERİN CANINI KOLAY ALIRIZ”
Mütevazı bir üslupla yaptırılmış olan türbesi, kıymetini bilenler tarafından ziyaret edilmektedir. Cemel Ali Dede Türbesinin içinde, sandukası çinilerle süslü olan yedi kabir bulunmaktadır. Bunlardan ortadaki kabrin Cemel Ali Dede'ye, yanındakilerin de hanımına, kızına ve aşçısına ait olduğu söylenmektedir. Türbenin yanında yer aldığı söylenen Sıbyan Mektebi günümüze kadar gelememiştir. Rivayet olunur ki, Cemel Ali Dede vefat ederken, çok sevdiği biri ziyaretine gitmiş ve tam sekerat halindeyken; “Ya Rabbi, bu mübarek zat çok cömert idi. Bunun canını kolay al, zahmet çekmesin!” diye dua etmiş. Mübarek zat gözünü açmış ve; “Kim bana bu duayı yaptı?” demiş. O kimse; “Ben ettim” deyince buyurmuş ki: “Melek-ül mevt dedi ki: Korkma! Biz cömertlerin canını âsân (kolay) alırız...”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.