Yıllardır bizimle uğraşanların tek bir ortak amaçları vardı. Ülkemizin birliğini ve beraberliğini zedeleyerek, kültürünü yozlaştırarak ve geleneklerimizi erozyona uğratarak yavaş yavaş bizleri eritmek. Yıllardır bunun için uğraşan emperyalist ülkeler  bu emellerini hayata geçiremediler.

Çünkü bilemedikleri bir şey vardı. Bu mübarek vatan toprağında binlerce şehidin kanı vardı. Bu güzel vatan topraklarında yüzyıllardır süre gelen geleneğinden doğan  birlik, kardeşlik ve hoşgörü duygusu vardı. Bu duygular nice savaşlara, yokluklara ve düşmanca saldırılara rağmen dimdik ayakta kalmıştı.

Bir de bir şeyi tahmin edemediler. Türkiye büyük bir mozaikti. Çeşitli dinlerden, farklı mezheplerden ve görüşten insanların bir arada huzur içinde yaşadıkları bir vatandır. Hemen her görüşe saygı duyan ve farklı düşüncelerdeki insanları hoşgörü ile karşılayan insanların ülkesidir burası.

Bizler tarih boyunca hep beraber gönül birliği yaparak aynı şeylere sevinip, aynı şeylere üzülen birer kardeşiz. Biz “gel ne olursan ol gel” diyenlerin torunlarıyız. Bizler farklı düşüncelere sahip olsakta mevzu vatan ve vatanın bağımsızlığı olduğu zaman bir araya gelebilen insanlarız.

“Vatan söz konusu olduğu zaman gerisi teferruattır” diyebilen koca bir ülkeyiz. Bizler Anadolu’yuz. Birlik ve beraberliğin yüzyıllar boyu hüküm sürdüğü içtenliğin ve samimiyetin hüküm sürdüğü Anadolu’yuz.

Herkesin rahatca ibadet ettiği, inancını ve geleneklerini rahatca sürdürdüğü bu topraklardaki insanları çeşitli bahanelerle ayrıştırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Rum’un, Ermeni’nin ve Türk’ün komşu olduğu ülke. Hıristiyan’ın, Yahudi’nin ve Müslüman’ın rahatça ibadet ettiği coğrafya. Alevi ve Sünni’nin, Kürdün ve Türkün birlikte halay çektiği, Çerkez’in ve Laz’ın aynı türküyü söylediği güzel topraklar. Burası Anadolu…