31 Mart ve 24 Haziran seçimlerinin ardından yoğun seçim çalışmalarına ara veren ve  yaz tatiline giren  milletvekillerimizi yaz süresince yeterince görmemekteyiz. Yaz tatilini seçim bölgelerinde geçirmek üzere gelen milletvekillerimizi sadece birkaç açılış dışında görmek mümkün değil.

Aslında suç onlarda değil. Eskiden milletvekili olacak olanları temayül yoklaması ile belirler, bu yoklamada sıralamaya girenler üç aşağı beş yukarı aynı şekilde milletvekili listesinde yer bulurdu. O zaman milletvekili partililere ve vatandaşlara doğrudan bağlıydı.

Ama ya  şimdi. Artık milletvekili olacak bu adayların belirlenmesinde vatandaşın hiç günahı yok, çünkü belirlemeyi sıralamayı genel merkezler ve genel başkanlar yapıyor; bizler de sadece ve sadece oy veriyoruz. Bir kere bu sistemin kesinlikle değişmesi gerekir.

Parti genel merkezlerinin ve parti genel başkanlarının hazırladığı milletvekili sıralamasına bakarak oyumuzu kullanıyoruz. İstemediğimiz veya beğenmediğimiz kişiyi ayırma gibi bir şansımız yok. Çünkü parti öyle uygun görmüş.

Genel başkanı tarafından listeye konulan milletvekili kendini sadece genel başkana karşı sorumlu olarak addediyor ve vatandaşla fazla bir iletişime katılmıyor. Bir taraftan da haklı. Çünkü kendisini listeye taşıyacak vatandaş değil genel başkanı.

Gerçi milletvekilliğinin bir kıymeti harbiyesi kalmadı. Sadece tatilden fırsat bulup Meclis’e geldikleri zaman bir zahmet parmak kaldırıyorlar, onun dışında yaptıkları bir iş yok. Bakanlar dışarıdan atanmış vekillere ve seçmene karşı bir sorumlulukları yok. Sadece onları oraya atayan kişiye karşı sorumluluk taşıyorlar. Madem böyle bu milletvekili sayısı neden 450’den 600’e çıkmış anlamış değilim.

Yaşanan bunca kargaşa arasında milletvekilleri de birkaç programda boy gösterdikten sonra tatillerine kaldığı yerden devam ediyorlar. Vatandaşla iletişim gibi bir kaygıları yok. Sokakta veya parti il teşkilatında birkaç partili ile görüştüler mi görevlerini taptılar zannediyorlar.

Oysa vatandaşın içine girseler, pazarda, sokakta ve piknik alanlarında vatandaşlar ile protokol harici görüşmeler yapsalar neler duyacaklar neler. Vatandaş HDPKK’lı hain milletvekillerinin aldığı maaşı nasıl haram ediyor, akraba ve eş dost atamalarından nasıl şikayetçi ve işsizlikle ekonomik sorunlar açısından neler söyleyecekler bir duysalar. Milletin vekilinin birazda yüce Meclis’te temsil ettiği Millet ile beraber olması lazım değil mi?